10 Ekim 2008 Cuma

Marmara Ereğlisi tatil yerleri

Marmara Ereğlisi tatil yerleriMarmara Ereğlisi, İstanbul'a yakınlığı ve ulaşım kolaylığı ile hoş bir haftasonu tatili geçirilebilecek ideal tatil beldelerinden. Sahil şeridinde oluşan ilginç kaya yapısı, uzayda başka bir gezegende olduğunuz hissine kapılmanıza neden olacak kadar etkileyici. Doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri, damakta tat bırakan lezzetleriyle Marmara Ereğlisi farklı bir tatil vaat ediyor. Doğal güzellikleri, tarihi zenginlikleri, damakta tat bırakan lezzetleriyle Marmara Ereğlisi farklı bir tatil vaat ediyor. Tekirdağ'a bağlı Marmara Ereğlisi İstanbul'a yakınlığı ve ulaşım kolaylığı ile hoş bir haftasonu geçirebilecek ideal tatil beldelerinden. Sahil şeridinde oluşan ilginç kaya yapısı uzayda bir başka gezegende olduğunuz hissine kapılmanıza neden olacak kadar etkileyici. Açık hava müzesi görünümündeki bölgedeki kayalara halk arasında ''Kına Taşı'' deniyor. Ördek kafası, köpek, kaplumbağa veya tekerlek biçimli taşların yanısıra ''Güngörmez Mağarası'', dehliz ve galeriler ilginizi çekecek.

Marmara Ereğlisi tatil yerleriEskiden denizden gelen korsan baskınlarında gözetleme kulesi vazifesi gören kalıntılar, kaya oyukları arasına yuva yapan kerkenez kuşları bakir bölgede doğaseverleri olduğu kadar fotğraf ve video tutkunlarını da memnun ediyor. Bu ortamdan olta balıkçılığı ise bir başka seçenek. Yaklaşık 30 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridi yazın İstanbul ve Trakya'nın birçok yerinden gelen ziyaretçilerle dolarken Marmara Ereğlisi,yerleşim alanı sahil bantındaki lokantalar cafe ve yürüyüş alanları konukları ağrlıyor. Tarihi İstanbul kadar eski olan Perinthos antik kentindeki kazı çalışmalarında henüz yüzey temizlik çalışmaları yapılmış olmasına rağmen toprak altında Efes antik kadar önemli kalıntıların olduğu belirtiliyor. ilk çağlarda Perinthos daha sonra Heraklera, Trakya Ereğlisi, nihayet Marmara Ereğlisi adlarını alan bölge eski ve zengin tarihi geçmişe sahip. En eski yerleşmeler Tunç çağında kurulmuş. M.Ö.3000 yıllarına inen yerleşme birimleri ve çömlek parçaları ortaya çıkarılmış. Tüm Trakya'da olduğu gibi burası da denizden ve karadan gelip koloniler kuran Trakyalıların istilasına uğramış. Daha sonraları Frigler, İskitler, Grekler, Persler ve Makedonyalılar bölgeyi ele geçirmişler. Kent M.Ö. 340'da Büyük İskender'in ordularının kuşatmasına karşı koyup teslim olmamış. Roma dönemi boyunca Trakya'nın başlıca deniz üssü olma özelliğini koruyan, iki kez Arapların eline geçen 1204'de Venedik donanmasının uğrak yeri olup 1460'da Osmanlı egemenliğine girmiş. Ruslar, Bulgarlar, Yunanlılar, İtalyanlar bölgeyi ziyaret etmişler ve 1922 yılında bölge Türk birliklerince alınıp vatan topraklarına katılmış. Çevrede Nereleri GezilirMarmara Ereğlisine 40 km. uzakta bulunan Tekirdağ'dan yazın Marmara Adasına feribot seferleri yapılıyor. Kumbağ'dan adaya kalkan motorların hareket saati 13.00. Tekirdağ içindeki Arkeoloji Müzesi Tekirdağ evleri ve Macar kralı Rakoczy'nin müze evi görebilecekleriniz arasında. Sahil boyunda yer alan çay bahçeleri, kafeler ve lunapark başlıca uğrak yerleri ama Tekirdağ deyince ilk akla gelenler şüphesiz haklı şöhrete sahip Yeni Rakı, içinde eser miktarda sarmısak bulunup kömür ateşinde pişirilen Tekirdağ köftesi, Hasanbey ve Kırkağaç karpuzu, Haziran ayının ilk haftasında festivali yapılan kirazı ve mandıralarda işlenen süt ürünleri, özellikle de peyniri. Şimdi bunları teker teker inceleyip özelliklerine bir bakalım.

Marmara Ereğlisi tatil yerleriMarmara Ereğlisine nasıl gidilir: Marmara Ereğlisi'ne İstanbul ve Tekirdağ'dan E-5 ve Tem karayollarını kullanarak kısa sürede ulaşmak mümkün. Tekirdağ yolunu takip ederek yaklaşık bir saat gibi bir sürede Gümüşyaka ve Botaş'ı geçtikten sonra Marmara Ereğlisi sapağından yolu kontrol edip girebilirler. İstanbul'a 107 kilometre, Tekirdağ'a 40 kilometre, Çorluya 28 kilometre uzaklıkta bulunan tatil beldesine otogarlardan kalkan otobüslerle gelenler Marmara Ereğlisi'ndeki heykelin yanında saat başı kalkan otobüs seferleri ile dönebilirler.

Marmara Ereğlisinde ne yenir: Marmara Ereğlisi sahilleri balık türleri bakımından oldukça zengin.Karadeniz, Boğazlar, Marmara, Ege balıklarının göç yolları üzerinde bulunan kıyılarda Tekir, Uskumru, Sinarit, Levrek, Sardalya, Lüfer, Çinekop, Fener, Mezgit, Dil gibi balıklar bulunuyor. Sahil bantı üzerinde yer alan beş balık lokantasında balık çeşitlerinin yanısıra kalamar, midye tava ve deniz ürünü çorbaları deneyebilirsiniz. Marmara'nın az tuzlu denizinin balıklarının daha leziz olduğunu anlatan balıkçılar ızgara, buğulama, güveç çeşitlerini de methediyorlar. Balık sevmeyenler Tekirdağ'ın ünlü köftesini tercih ederlerse Marmara Ereğlisi'nde de ünlü köfteyi, piyazı bulabilirler. Taze balık almak isteyenler balıkçı barınağında bulunan balıkhali tezgahlarına bir göz atmalıdır.

Marmara Ereğlisinde konaklayabileceğiniz oteller, moteller, apartlar; Marmara Ereğlisi'nde yazın haftasonunu geçirmek üzere gidebileceğiniz motel ve bazı pansiyonlar bulunuyor.
Marmara Ereğlisi Belediyesi Eğitim ve Dinlenme Tesisleri .Tel: (0282) 613 26 51
Yıldız Apart Pansiyon Tel: (0282) 613 20 64
Kumsal Motel: Tel: (0282) 613 23 51
Heraklia Otel Tel: (0282) 613 44 23
Sahil Motel Tel: (0 282) 613 15 13
Özden Pansiyon: (0 282) 613 30 85
Olympos Pansiyon (0 282)613 01 49
Klassis Otel (Silivri): Tel: (0212) 727 40 50

Kaynak: ikidakika
Devamını okuyun...>>

Gideros Koyu

Gideros Koyu Karadeniz'de maviyle yeşilin arasında yaptılan yolculukta, Kastamonu sınırları içindeki 170 km'lik kıyı bandında mola veriyor. Kastamonu'nun en güzel koylarından biri olan Gideros koyu; kestane, meşe, kayın, şimşir ve çam ağaçlarından oluşan yemyeşil bir örtüyle çevrilerek, zümrüt yeşili bir gölü andırıyor. Batı Karadeniz'e yaptığımız yolculuk, Sinop'a doğru daha 328 km devam edecek. Kastamonu il sınırları içindeki 170 km'lik kıyı bandını film şeridi gibi gözler önüne seriliyor. Tekne yapımcılığında ünü sınırları aşan Tekkeönü ve Kurucaşile, ilk karşılaştığımız koylar. Yol tarafı ve deniz kenarında heybetli ahşap omurgalar, Karadeniz'in usta ellerinde şekillenerek tekne oluyor ve denize iniyor. Kurucaşile, şirin bir sahil kasabası. Sokak aralarında bile park etmiş araçlar arasında tekne yapanları görmek mümkün. Çekiç, matkap sesleri, atölyelerin boş durmadığının habercisi. Küçük çapta teknelerin yer aldığı balıkçı barınağının içi, renkli yansımaları ile sempati topluyor. Önümüzde Kuşçu köyü, Aydosdere, Sakallı, Cide, Akbayır, Güzelkent, Doğanyurt, İnebolu, Abana, Çatalzeytin gibi birbirinden güzel koylarla süslü yerleşim merkezleri, tatil ve kamp alanlarıyla, plajlar bulunuyor. İmrendirici sakin kumsalların çekiciliği, yol alıp ilerlemenizi engelliyor. Hepsinde durmak ve dantel koyları fotoğraflamak istiyorsunuz. Tepeden seyredip hayale dalmak bile başlı başına bir zevk. Akdeniz'e tezat beton binalar, parsellenmiş yasak bölgeler, küme küme kooperatif evleri ve her koya yerleşmiş tatil köyleri yok. Gürültü, trafik, is, pis, duman yok...

Gideros Koyu Yöre halkı mütevazı, kendi işinde gücünde, turiste alışık, doğayı korumuş, yöresel özellikler kaybolmamış ve hayrettir, Karadeniz hala temiz. Kapısu köy tabelası ile Kastamonu il sınırlarına adım atıyoruz. Aslında her koyu tek tek anlatmak gerek. Fakat bir tanesi var ki, Karadeniz'in en güzel koylarının başında yer alıyor: Kurucaşile-Cide arasında, iki noktaya da 12 km uzaklıktaki Gideros Koyu. Karadeniz'de çıplak toprak görmek neredeyse imkansız, her yer yeşil. Kestane, meşe, kayın, şimşir ve çam ağaçlarından oluşan yemyeşil örtü, Gideros'u da sarıp kucaklamış ve tarifi imkansız güzellikteki yeşille mavinin bütünleştiği, koyu zümrüt yeşili, yüzük taşı benzeri bir göl oluşturmuş. İsmi Cenevizliler'den kalma Gideros Koyu, iki balık lokantası ve birkaç evden oluşuyor. Her açıdan manzarası ve seyri güzel doğa cennetini önceden keşfedenler, Ankara'dan İstanbul'dan balık yemek için gelmeyi adet edinmişler. Virajlar, daralan yollar, rampalar, onların gözünde hiç büyümemiş. Görür görmez hayran kalıp hiç üşenmeden girdim içeri. Yolu beton, 200 metre meyil ve birkaç virajla kıyıya iniliyor. Araçlar için park yeri var.

Gideros Koyu Küçük plajı ise kumsaldan denize girmeye imkan veriyor. İsteyen tekne tutup, koyun dışına da açılabilir. Hamamı, mağarayı görüp denize girebilir, balık da tutabilir, seyir zevki veren koyda, salata ve balık yiyebilirsiniz. Her türlü havada dalgaya korunaklı liman, uyuyan görüntüsüyle tarih boyunca nice tekneleri ağırlamış. Aklım Gideros'ta kaldı... Birçok koy aşıp, sarı-mor çiçekli bitki örtüsü içinde ilerlerken bir tabela çıkıyor karşınıza: "Kırmızı, mavi, yeşil deniz, işte Cide'miz". Gerçekten de renkli denizi ve geniş kumsalı alabildiğine uzanıyor. Mayıs-Haziran aylarında en durgun denize sahip Karadeniz kıyısından devam eden yolculuk, bazen orman içi yolculuğuna dönüşüyor. Denize dökülen toprak rengi nehirleri atlayıp Kastamonu-Sinop sınırına yakın, Ginolu Çatalzeytin koyuna kadar uzanıyor.

Tarihçesi; M.Ö. 18. yüzyılda Gaslar'ın yurdu olmuş. Hititler, Frigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Pontus Rumları, Romalılar ve Bizanslılar'ın yönetimine geçmiş. Bizans hanedanı Kommenoslar tarafından yapılan ve Kastamonu şehrinin tarihsel çekirdeğini oluşturan Kastamonu Kalesi, görkemli görüntüsü ile ziyaretçileri etkiliyor. Anadolu'ya Türkler'in gelmeye başlamasından sonra, Danişmentliler'e, Anadolu Selçukluları'na, Çobanoğulları'na, Candaroğulları'na ve Osmanlı İmparatorluğu'na kapılarını açan Kastamonu, dönemin kültür merkezlerinden biri olmuş. Yörede Candaroğulları ve Osmanlılar'a ait Atabey Cami, Mahmut Bey Cami, İsmail Bey Külliyesi, Yılanlı Şifahanesi, Aşirefendi Hanı, Karanlık Bedesten, Nasullah ve Yakupağa Külliyeleri bulunuyor. İnebolu, Abana, Küre, Taşköprü sokaklarındaki Osmanlı mimarisi evler ilgi çekerken, İnebolu kıyılarında yapacağınız bir gezide Kurtuluş Savaşı'nda mermi ve cephane taşımada kullanılmış kayıkları da görme şansınız var. Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecinde ayrı bir yeri olan Kastamonu'da 23-31 Ağustos 1925 tarihinde Atatürk Şapka ve Kıyafet devrimini başlatmış. Kastamonu'nun sahip olduğu zengin tarihi ve kültürel mirası kadar ilgi çeken doğası içinde Ilgaz Dağı Milli Parkı, dağcılık ve kış sporlarına meraklıları ağırlarken; zengin orman örtüsü, piknik yerleri, yaylaları, kanyonları ve mağaraları ile de resim ve fotoğraf gibi sanatsal etkinliklere meraklı olanlara olanak tanıyor. Tosya gibi bereketli çentik tarlalarının su yüzeyindeki yansımaları ise ilginç görüntüler oluşturuyor.

Nasıl Gidilir; İstanbul'dan çıkanlar, devlet yolu ya da otoban ile Bolu üzerinden Gerede'ye gelmeden Yeniçağa yol ayrımını kullanarak, Devrek-Bartın yoluyla Batı Karadeniz sahiline ulaşabilirler. Cide-İnebolu arası sık ve sert virajlara sahip bazı heyelan bölgelerinde, dozerlerin çalışma yaptığı kısa aralıklar stabilize. Sürücüler daralan yol, rampa çıkışı gibi uyarı levhaları ile karşılaşıyor. Bazen de amatör tabelalar görülüyor. "Dikkat ağaç kesimi var" yazılarından sonra, ya kamyonlara tomruk yüklenirken ya da traktörler tarafından çekilen ağaç kütükleri gövdelerine rastlanıyor. Trafik ekibi ve radar görülmese de yerleşim yerlerinden yavaş geçmek ve kent giriş çıkışlarında dikkatli davranmak gerekiyor.
İstanbul-Kastamonu arası 520 km

Ne yenir; Sahilde zırhla kesilip temizlenen taze kalkan balık dilimleri, deniz suyu ile yıkanıp hazır ediliyor. Salata, bol çeşit ve şaşırtıcı ekonomik fiyatıyla, tekrar gelmek için insana cesaret veriyor. Kastamonu çevresinde etli ekmek, büryan kebabı, çekme helva gibi yöresel yiyecekler de var. Tosya'da tezgahlarda satılan ünlü pirinci, yol kenarında da bulup satın alabilirsiniz.

Nerede kalınır; Her koyda, özellikle turistik bölgelerde Cide-Abana-İnebolu gibi plajı ve kumsalı olan bölgelerde konaklama imkanı çok. Ayrıca kamp alanları ve pansiyon bulunabilir. Kastamonu-Sinop kent otelleri alternatif olabilir. Görerek ve yöreyi beğenip otel seçmek en sağlıklısı. Gideros Koyu, Kazım'ın Yeri'nde, mütevazı bungalovlar mevcut.

Kastamonu İl Turizm Müd. : Tel: (0-366) 212 58 28
Abana Tatil Köyü : (0-366) 564 12 53
Otel Bora : (0-366) 564 12 60
Cide Bld. Tesisleri: (0-366) 866 35 13
Alkan Otel : (0-366) 866 12 79
Ece Tesisleri : (0-366) 866 20 05
İnebolu Otel : (0-366) 811 31 00
Yakamoz Tatil Köyü : (0-366) 811 43 05
Devamını okuyun...>>