27 Haziran 2009 Cumartesi

Göreme Tatil Rehberi

Göreme Tatil RehberiNevşehir'e yaklaşık 10 km. uzaklıkta olan Göreme, etrafı vadilerle çevrili bir bölgede yer almaktadır. Mitolojik hikayelerde adı geçen bir yer olan Göreme, Hristiyan kültürüne ait tarihi izler de taşımaktadır. Kayalara oyulmuş evler ve bacalarla, Roma döneminden bugüne kadar geçen yaşamı içerisinde şahit olduğu olayların bir kısmıyla ilgili kanıtları cömertçe sergileyen bir açık hava müzesidir Göreme. Mevcut nüfus yapısı, tipik bir İç Anadolu beldesine benzeyen Göreme, size belki de dünyanın başka yerlerinde şahit olamayacağınız, doğanın ve insanoğlunun el ele ortaya koyduğu bir şölen sunmakta.

Göreme tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Göreme Milli Parkı, Tokalı Kilise, Rahibeler ve Rahipler Manastırı, Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Azize Barbara Şapeli, Yılanlı (Aziz Onuphrius) Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise, El Nazar Kilisesi, Saklı Kilise, Meryem Ana (Kılıçlar Kuşluk) Kilisesi, Aziz Eustathios Kilisesi, Durmuş Kadir Kilisesi, Kılıçlar Vadisi.

Devamını okuyun...>>

Foça Tatil Rehberi

Foça Tatil RehberiEge'nin incisi İzmir'e fazla uzak olmayan, tarihi antika çağlara, İyonların kurdukları 12 kentten oluşan birliğin bir parçası olacak kadar eskilere dayanan Foça, kalabalık bir turizm merkezi görüntüsünden uzaktır. Tatilinden gece hayatı değil de küçük bir deniz kenarı beldesinde dinlendirici bir sohbet bekleyenler için iyi bir terchi olabilecek olan Foça, evsahipliği yaptığı kültürlerin her birinden irili ufaklı izler taşıyor. Soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Akdeniz foklarına da ev sahipliği yapmakta olan Foça'ya, Homeros destanında da yer verilmektedir. Antik çağdan günümüze yadigar ve İzmir'e yakın belde, gezilmeye değer.

İznik tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Siren Kayalıkları, Şeytan Hamamı, Taş Ev, Beş Kapılar Kalesi, Dış Kale, Fatih Camii, Kayalar Camii, Hafız Süleyman Ağa Mescidi, Foça adaları.

Devamını okuyun...>>

Fethiye Tatil Rehberi

Fethiye Tatil RehberiYine Ege kıyısında, denizin en güzel olduğu bir yer olan Fethiye tatil için bir cennet. Ölüdeniz uzunca bir sahil şeridi ve etrafını saran mükemmel doğa ile denize girmeyi sevenler, su sporları tutkunları için ideal bir tatil mekanı. Fethiye tatil için turistlerin dünyanın her yerinden akın ettiği ve renkli yapısıyla da tatil için güzel bir alternatif oluşturan bir yer. Efsanelerde "Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet" olarak geçen Ölüdeniz kıpırtısız haliyle insanoğlu için son derece etkileyici bir doğa sahnesi. Gece hayatı çok sayıda yerli ve yabancı turistin oluşturduğu bir karnavalı andıran Fethiye'de, tatil yerleri arasında önde geldiğini gösterir bir yoğunluk var. Fethiye, çok sınırlı sayıda sahip olduğunuz tatil günleri için göz önüne almanız gereken alternatiflerin başında.

Fethiye tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Ölüdeniz, Belcekız Koyu, Tlos Antik Kenti, Pınara Antik Kenti, Kelebekler Vadisi, Hayalet Şehir Kayaköy, Fethiye Kalesi, Kadyanda (Cadianda) Antik Kenti, Babadağ, Saklıkent, Göcek, Katrancı Koyu, Yakapark, Hisarönü - Ovacık, Gemiler Adası, Cezayirli Cami, Likya Kaya Mezarları, Kıdrak, Oyuktepe Koyları, Günlük (Küçük Kargı), Çalış Plajı.

Devamını okuyun...>>

21 Haziran 2009 Pazar

Edremit Tatil Rehberi

Edremit Tatil Rehberi Balıkesir'in bir başka sıcak ve insanları gülümseten beldesi Edremit, Türkiye'nin pek çok yeri gibi, ziyaretçilerini hem doğası hem de barındırdığı tarihi güzellikler ile etkiliyor. Ege'nin güleryüzlü insanlarıyla bir araya gelebileceğiniz, parklarla bezenmiş beldede, dinlendirici bir tatil geçirmek hiç de fena bir fikir değil. Dalından koparılıp getirilmiş domatesleri, yörede üretilen zeytinyağıyla birlikte kahvaltıda yedikten sonra, kendinizi denize attığınız, yorulduktan sonra da tarihi eserlere bakarak geçmişe yolculuk ettiğiniz bir gezi, Edremit'teyken hayal değil.

Edremit tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Antandros Antik Kenti, Kaz Dağı, Kazdağı Milli Parkı, Kurşunlu Cami, Ayazma Kilisesi, Akçay, Altınoluk, Edremit - Güre Kaplıcası, Bostancı - Entur Kaplıcaları, Edremit - Derman Kaplıcası, Pınarbaşı, Şahinderesi, Çağlayan Piknik Yeri, Hanlar, Mıhlı Çay, Güre Gelinçamı Piknik Yeri, Sütüven, Hasanboğuldu, Subaşı, Bent.

Devamını okuyun...>>

17 Haziran 2009 Çarşamba

Didim Tatil Rehberi

DidimDidim coğrafi konumu nedeniyle Ege'de konaklanılabilecek ideal merkezlerden biri. Kuşadası ve Bodrum'a rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir konumda bulunan Didim, denizin keyfini sürebileceğiniz pek çok kumsala sahip. Altınkum, belki de bileceğiniz üzere, yöredeki en ünlü plaj. Yöredeki konaklama seçenekleri hemen her bütçe büyüklüğü için bir şeyler önerebilecek kadar çeşitli. Yakın çevresindeki antik yapılarla birlikte, size hem doğal hem de tarihi zenginlikler sunan Didim, günlük turlarla etrafı keşfetmek için yerleşebileceğiniz bir konaklama merkezi adeta.

Didim tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Didim Apollon Tapınağı, Milet, Milet Tiyatrosu, Faustina Hamamı, Serapis Tapınağı.

Devamını okuyun...>>

Çeşme Tatil Rehberi

Çeşme Tatil RehberiÇeşme tatil beldesi, kendi adıyla anılan yarımadada, İzmir'in batısında yer alan Çeşme, İzmir'e yakınlığı ile özellikle İzmir'de oturan ve keyifli yaz akşamlarına düşkün İzmirliler için Çeşme tatil yerleri listesinin başında geliyor. İzmir gibi bir merkeze yakınlığı, Ege insanının sıcaklığı, doğa açısından şanslı bir yöre olması, Çeşme'yi mutlaka görülecek tatil mekanları arasında üst sıralara çıkarıyor. Anadolu'nun her köşesinde rastlayabileceğiniz antik eserleri Çeşme'de de görebilirsiniz, ama bizce Çeşme'yi tarihi için değil güneşi, kumu ve cıvıl cıvıl gece hayatı için tercih etmelisiniz.

Çeşme tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Çeşme Kalesi, Kervansaray, Çeşme Ilıcaları, Şifne (Reisdere) Kaplıca ve Çamuru, Yat Limanı, Alaçatı İskelesi, Çeşme-Altınyunus Yat Limanı.

Devamını okuyun...>>

Bodrum Tatil Rehberi

Bodrum
Homeros'un yazılarında geçen, geçmişi çağlar öncesine uzanan Bodrum (antik adıyla Halikarnassos) tatil için de en az tarihi kadar çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Türkiye'deki tatil yerleri içerisinde eninde sonunda deneyeceğiniz yerlerden birisi olan Bodrum tatil mekanları arasında sizi en çok eğlendireceklerden bir tanesi. Yaz tatili için olmazsa olmazlar olan güneş, deniz ve kumun yanısıra; Bodrum otelleri, eğlence mekanları, gece hayatı fırsatları ile eşsiz bir tatil yaşamanız için en iyi fırsatlardan biri. Bodrum tatil olanakları gördüğü yoğun ilgiye paralel olarak, pek çok gelir grubundan insanları ağırlamaya elverişli değişik özelliklerde otellerden ve konaklama tesislerinden oluşmaktadır.

Bodrum otelleri ile sizi ağırlamaya, Bodrum kiralık araba (rent a car) şirketleri ile sizi gezdirmeye, Bodrum emlak ofisleri ile size Bodrum'daki yaşayacaklarınızı bir ömre taşımaya yardım etmeye, Bodrum tatil yerleri ile size günlük strestlerden arınmanız için hizmet etmeye hazır.

Bodrum tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Antik Tiyatro, Kaya Mezarları, Myndos Kapısı, Çıfıt Kale (Aspat), Antik Kentler: Myndos (Gümüşlük), Termena (Akçaalan) Telmisos (Gürece), Kadıyanda (Aşağıgöl), Theangela (Etrin) Yarımada, Stratonikeia, Lagina, Sedir Adeun (Kedreae), Sarnıçlar, Bodrum Kalesi (Saint Petrum), Mustafa Paşa Cami, Tepecik Cami, Adliye Cami; Güvercinlik, Torba, Gölköy, Gündoğan, Yalıkavak, Gümüşlük, Kadıkalesi, Turgutreis, Akyarlar, Bağla, Aspat, Ortakent, Bitez, Karaada, Ada Boğazı (Akvaryum) plajları.

Devamını okuyun...>>

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Bergama Tatil Rehberi

Bergama Tatil Rehberi Bergama tatil ve tarihi bir arada yaşamak için uygun bi seçimdir. İzmir'in kuzey bölümünde, günümüzde bir ilçe olan Bergama, Türkiye'deki tatil yerleri içinde tarihiyle ön plana çıkan tatil beldeleri arasındadır. İçinde bulunduğu iklimin ve cografi konumun elverişli yapısı nedeniyle tarih öncesinden itibaren insanların ilgisini çeken Bergama, günümüzde özellikle İyon, Roma ve Bizans uygarlıklarına ait eserlerin gözlenebileceği bir tatil beldesidir.

Bergama tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Akropolis, Athena Tapınağı, Kütüphane, Saraylar, Arsenaller, Trajaneum, Tiyatro, Dionysos Tapınağı, Zeus Sunağı (19. yüzyıl sonlarında Padişah II. Abdülhamit'in "Devlet-i Osmaniye’de taştan çok ne var, taş ve mermer putların bize ne gereği var" diyerek verdiği izinle Almanya'ya götürülmeyen kısımları), Agora, Gymnasionlar, Asklepion, Serapis Tapınağı, Ulu Cami, Şadırvan Cami, Selçuk Minaresi, Çukur Han, Taş Han, Mahmudiye Ilıcası, Paşa Ilıcası, Geyiklidağ Ilıcası, Güzellik Ilıcası, Dereköy Ilıcası, Haydar Ilıcası, Bergama Arkeoloji Müzesi.

Devamını okuyun...>>

Ayvalık Tatil Rehberi

Ayvalık Tatil Rehberi Bugün oldukça keyifli bir tatil beldesi olan Ayvalık, geçmişte elverişli koyları ile korsanlar için cazip bir yöreymiş. İlerleyen zamanlarda Rum nüfusun hakim olduğu beldede, güzel Rum yapıları göze çarpıyor. Ayvalık koyunda yer alan adalardan Cunda adasında yerleşim var. Taş evler, doğa ve tarihin buluştuğu yapısıyla Ayvalık, dinlendirici bir macera olabilir. Ayvalık aynı zamanda, zeytinciliğin oldukça yaygın olduğu bir kent. Oraya kadar gitmişken, zeytinyağını üretildiği yerden tatma ve birazını da evinize götürme şansı bulabilirsiniz.

Ayvalık tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Cunda (Alibey) Adası, Şeytan Sofrası, Eski Ayvalık Evleri, Sarımsaklı Plajları, Altınova, Armutçuk, Duba Mevkii, Saatli Camii, Taksiyarhis Kilisesi, Aya Nikola Kilisesi, Ayışığı Manastırı, Leka Manastırı, Güvercin Adası, Çamlık.

Devamını okuyun...>>

Avanos Tatil Rehberi

AvanosHititler'in Anadolu'da yaşadıkları dönemlerden bu yana üzerinde yaşanan bu topraklar, Asurlular, Hititler, Eski Yunan, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde adını en çok çanakçılık ile duyurmuştur. Bölgede üretilen yemek kapları, su testileri, yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler yörenin iddialı çanak ürünleridir. Geleneksel el sanatlarına ilgi duyuyorsunuz, yolunuzu bir şekilde Avanos'a düşürerek çömlek yapımını izleyebileceğiniz bir atölye bulabilirsiniz. Kentte aynı zamanda ipek ve yün halı dokumacılığı da gerçekleştirilmektedir. Kapadokya'nın bu el sanatları merkezi, size diğer tatil beldelerinden farklı bir tat öneriyor.

Avanos tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Zelve, Çavuşin (Nicephorus Phocas) Kilisesi, Güllüdere (Aziz Agathangelus) Kilisesi, Özkonak Yeraltı Şehri, Dereyamanlı Kilisesi, Paşabağı, Sarıhan Kervansaray, Çeç Tümülüsü.

Devamını okuyun...>>

19 Mayıs 2009 Salı

Asos Tatil


Assos ya da Behramkale, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde. Antik dönemden bu yana üzerinde yerleşim bulunduğuna dair pek çok iz taşıyor kent. Bir liman olmasına rağmen, kent sarp bir kayalık üzerine kurulmuş. Anadolu'dan gelip geçen her uygarlığın saldırı ve katkılarından nasibini almış olan Assos, bugün Çanakkale - İzmir yolu üzerinde olması sebebiyle Ege ve Marmara'dan gelen ziyaretçileri ağırlıyor. Size önerimiz Assos'u gezerek, antik çağdaki insanların kent kurmak için ne kadar güzel bir yer seçmiş olduklarına bir bakmanız.

Assos tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Athena Tapınağı, Behramkale Köyü, Apollo Smintheion Tapınağı, Babakale, Kestanbol Kaplıcaları, Kumburnu sahili, Koyunevi Köyü, Sokakağzı Sahili, Hüdavendigar Camii, Truva (Troya).

Devamını okuyun...>>

Amasra Tatil


3000 yıla yaklaşan tarihi ve Batı Karadeniz'in güzel doğasının bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bu güzelim belde de, Anadolu'da tarihle doğanın güzelliklerinin bir araya geldiği diğer pek çok kent gibi sizlere dinlendirici bir tatil için cazip bir teklif sunuyor sanki. Geçmişinde zengin doğasına bağlı olarak ürettiği orman ürünleri ve denize kıyısı olması nedeniyle ticari açıdan sivrilen kent, bu nedenle pek çok devletin ilgisini çekmiş ve tarih boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış. Türkiye'nin Karadeniz Bölgesindeki cennet köşelerinden Amasra, doğası ve ticaretin yoğun olarak yapıldığı dönemlerden kalma eserleriyle sizi bekliyor.

Amasra tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Kuş Kayası anıtı, Bedesten, Tavşan Adası, Fatih Camii, İç Kale Mescidi.

Devamını okuyun...>>

17 Mayıs 2009 Pazar

Alanya Tatil


Alanya tatil için değerlendirebileceğiniz tatil yerlerinin başında gelmektedir. Alanya Akdeniz kıyısında tarihin başlangıcından bu yana parlayıp sönen tüm uygarlıklara yaşama alanı olmuş kentlerden bir başkasıdır. Alanya otelleri, denizi, kumu, güneşi ve plajları; değişik yemekler yiyebileceğiniz alternatifleri, kafeleri ve geceleri keyifli kılan barlarıyla; tatil yerleri içerisinde üst sıralara koyacağınız mekanlardan biri olmalı. Alanya tatil cennetinde kendiniz ya da sevgiliniz için takı, mücevher, hediyelik eşya da bulabilirsiniz. Kısacası Alanya'da tatil için, dinlenmek için, sağlıklı bir yaşam için her şey elinizin altında. Bütün bunlara ek olarak diğer pek çok bölgede olmayan bir gezi unsuruna daha sahip Alanya, mağaralar. Alanya'da aşağıda listesini bulabileceğiniz ve gezmekten büyük zevk alacağınız mağaralar bulunmaktadır. Tatil mekanları arasında bu kadar çok seçeneği bir arada barındıran bir tatil beldesi kaçırılmamalı bizce.

Alanya tatil cennetinde ilginizi çekebilecek başlıca eserler ya da bölgeler şunlardır: Alanya Kalesi, Kızıl Kule, Leartis-Learti (Mahmutlar Harabeleri), Syedra Harabeleri, Lotape (Aytap) Liman Kenti, Selçuklu Tersanesi, Süleymaniye (Kale) Cami, Emir Bedrüddin Cami, Akşebe Sultan Mescidi, Alara Han, Şarapsa Kervansarayı, Damlataş Mağarası, Büyük Dipsiz Mağarası, Çimeniçi Mağarası, Dim Mağarası, Beldibi Mağarası, Derya Mağarası, Hasbahçe Mağarası, Kadı İni Mağarası, Korsanlar Mağarası, Aşıklar Mağarası, Fosforlu Mağara

Devamını okuyun...>>

Abant Tatil Yerleri


Çevresi çam ormanlarıyla kaplı bir göl olan Abant ve çevresi, yılın dört mevsimi boyunca, dinlenmek için kaçacak bir yer arayanlara huzurlu bir sığınak sunuyor. Yılın her mevsimi ziyaretçilerine yapacak doğa etkinlikleri ve görecek doğal güzellikler sunan, tatil düşkünlerinin en önce öğrendikleri adreslerden biri. Abant'ta güzelim ağaçların o doğal kokuları içerisinde keyifli bir tur atabilir, alabalığı yenebilecek en iyi beldelerden birinde yiyebilir, gölde su bisikletiyle dolaşabilir ya da isterseniz faytona binebilirsiniz. Abant, Anadolu'da sayıları hiç de az olmayan doğal cennetlerimizden bir başkası, size düşense gidip onu keşfetmek.

Abant tatilciler tarafından uzun süredir bilinen bir merkez olduğundan, yörede tatilcilere yönelik hizmet veren işletmeler belli bir tecrübenin üzerinde, bu nedenle oraya yapacağınız bir gezide sıkıntı yaşama ihtimaliniz düşük.

Devamını okuyun...>>

15 Mayıs 2009 Cuma

iğneada tatil yerleri

Karadeniz kıyısında 20 km uzaklıkta geniş bir kumsala sahip olan İğneada koruma altındaki yedi gölü, zengin doğası oksijen çadırından farksız havası ve bünyesinde sakladığı sürprizlerle yatırımcılar için çok cazip bir belde.Denizle ormanın kucaklaştığı Batı Karadeniz incisi İğneada sınırları içinde yer alan gölleri, oksijen çadırından farksız havası, leziz balıkları ve kolay ulaşımı ile doğaseverlerin gözbebeği. 20 km. uzunlukta geniş bir kumsala sahip olan İğneada koruma altındaki yedi gölü, zengin doğası ve bünyesinde sakladığı sürprizlerle yatırımcıları kendisine çekiyor. Şimdi Karadeniz'e, yemyeşil orman denizini geçip sahile yaklaşıyoruz. Evliya Çelebi ünlü Seyahatname'sinin 501. sayfasında Fatih'in akıncılarından İne Atlı Gazi'nin fethettiği bir belde harap, yıkılmış kalesi içinde odunculukla geçinen Rumlar yaşarmış diye yazmış. Bulgaristan sınırına 12 km. uzaklıktaki Kırklareli'ne bağlı İğneada dünden bugüne hem doğasını korumuş hem de villalarla, kooperatiflere kucak açmış. Yedigöller Milli Parkı ile rekabet edecek güzellikteki bölgede Erikli-Mert-Hamam-Pedina-Saka-Sülüklü ve Ramana isimleriyle anılan yedi göl bulunuyor.

Sazan, kızılkanat, kefal, levrek, ilerya gibi balık çeşitlerinin yaşadığı göller koruma altında. 20 km. uzunluğundaki kumsalda yürüyüş yapmak, sezonda denize girmek ise bir başka keyif sayılıyor. MTA tarafından yapılan araştırmada içinde altın zerrecikleri bulunan kumsalda, ekonomik olmadığı gerekçesiyle üretimden vazgeçilmiş. Denizle orman havasını teneffüs ederek yürüyüşe çıkanlar stres atarken aynı kumsalda dalgaların taşıdığı deniz kabuklarını da topluyorlar. Haziran-Eylül ayları arasında çok sayıda ziyaretçinin yaz tatilini geçirdiği İğneada, kış aylarında da haftasonu kentten kaçanların huzur sığınağı olarak kabul ediliyor. Belediye sahilde 35 dönüm araziyi ağaçlandırıp çevre düzenlemesi yapmış. Pis sular oldukça gelişmiş bir kanalizasyon sistemiyle ormanın iç kesimlerine akıtılınca deniz içme suyu kadar temiz kalmış. Tipik Karadeniz sahillerinin aksine yaz aylarında sakin ve dalgasız deniz doğal liman olarak kuzey rüzgarlarına kapalı 150 metre sığ denizin yanısıra 3. ve 4. zamanın başlarında çevredeki dağlardan nehirler aracılığıyla gelen alüvyonların Rapana sırtı arası ile Limanköy Platosu'nun önündeki körfez doldurmasıyla bölge bu şekilde göller cennetine dönüşmüş. Yabani hayvanlar ve kuşlar için doğal barınak olan göllerin bir bölümü sazlıklarla kaplı. Özellikle Hamam ve Pedine gölleri Bulgaristan, Rusya, Tuna Nehri deltasından gelen kuğu, yabanördeği gibi göçmen kuşlara evsahipliği yapıyor. Bulgaristan tarafından gelen tekneleri ilk karşılayan deniz feneri, Liman Baba Türbesi'ni görebilirsiniz. Bulgar hududunu oluşturan üç metre enindeki Rezve Deresi kıyısına kurulu Beğendik Köyü, Atatürk Örnek Köyü olarak yapılmış. İğneada'ya 13 km. uzaklıktaki köyü gezebiliyorsunuz.

Dupnisa Mağarası, içinden nehir geçen, 3 km den fazla galerisiyle görülmeye değer güzellikte el değmemiş sarkıt ve dikitleriyle turizme hizmet veriyor.Kırklareli'ne bağlı Demirköy-İğneada ilçesi yolu üzerinden ayrılarak Sarpdere Köyü'nden ulaşılan Dupnisa Mağarası Yıldız Dağları Istranca Ormanları arasında yer alıyor. Yaz mevsimi ile kış arasında büyük sıcaklık farkı olan bölge, dışa açılmamış kendi güzelliğini koruyabilmiş bakir kalan ender yörelerden biri. Anıt ağaçlarla kaplı dpyumsuz güzellikteki orman içindeki Dupnisa Mağarası, mağara turizmine olduğu kadar av turizmine de açık bir bölgede bulunuyor. Palamut, kayın, meşe, kızılağaç, gürgen,düştübak, yabangülü, kame çiçeği, menekşe, papatya, gül ve savan çiçeği ile kaplı bölge Mayıs ve Haziran aylarında en iyi mevsimini yaşarken tavşan, sincap, tilki, porsuk, karaca, yaban keçisi, kurt, uçan kaçan hayvanları canlı zenginliğini oluşturuyor. Domuz avının yıl boyu serbest olduğu yörede Istıranca Ormanları arasından süzülüp gelen Mutlu Dere Bulgaristan sınırına devam ederek Karadeniz'e dökülüyor. Derenin Alabalık, Sazan, Bıyıklı, Sarıka balıklarını lezzetini keşfedenler serpme, olta ve kestirme gibi usullerle avlanıyorlar.Bol oksijenli ormanda süzülmüş tertemiz havada yapılan yürüyüş ise hem iyi bir spor oluyor, hem de zindelik kazandırıyor. Yöre halkının deyimiyle Sarpdere'nin "Buzdolabı" olarak anılan mağara, bu özelliği nedeniyle yazın sıcaktan kaçanların gözde piknik alanlarının başında geliyor.
Yosunlu Vadi Piknik Alanı ve Dupnisa Mağarası; Çevredeki ağaçların gövdeleri, dalları ve kayaların çevresi zümrüt yeşili yosunlarla kaplı su, kuş ve ormanın ürpertici rüzgar uğultusu eşliğinde mağaranın bulunduğu tepeye yaklaşanlar nehir yatağına paralel ilerlerken görkemli bir kaya köprü ile karşılıyorlar. Mağara ağzındaki kemerli köprü Roma Çağı köprülerinin mimarisini anımsatsa da bu insan eli değmeden oluşan, doğanın yöreye bir armağanı. Mağara içinden gelen dere kışın ılık, yazın çok soğuk olmasına karşın paçaları sıvayıp tünelin ağzından karşı kıyıya geçince Dupnisa'daki ürpertici ve gizemli yolculuk başlıyor. Sulu mağara diye de anılan Dupnisa'nın basık yatay açık ağzından başlayan yolculukta, kısa sürede galeri genişleyerek tavanı yükseliyor. Mağara girişinde, soldaki kahverengi tonlarının hakimiyetindeki kaya oluşumları ve sarkıt dikitler günümüze dek eldeğmemişliği korumuşlar.Geniş galeri 3.5 km devam eden tünelle zifiri karanlığa doğru uzanırken çeşitli koridor ve odacıklar, oyuklar dikkat çekiyor. Mağara içi akan derenin su sesine tavandan damlayan su sesleri karışırken araştırmacı olmayanlar ürperdikleri yerlerde geri dönüyorlar. Bakir, sulak arazi yapısı nedeniyle mağara canlılarının olabileceği ihtimalini de düşünerek çizme, baret gibi tedbirler almak faydalı olabilir.
Kuru Mağara; Dehşet verici görüntülerle dolu Dupnisa Mağarası'ndan çıkıp bu heyecanı bu defa Kuru Mağara'da yaşamak isterseniz mağara ağzından yukarıya gürgen ve palamut ağaçları ile kaplı yamaçta tırmanarak yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşle Kuru Mağara'ya geliniyor. Sığınak olarak kulanılabilirliliği incelenmiş mağara ağzından çıkan ağaçların yanına 40*50 basamaklı ahşap merdivenden galeniye iniyorsunuz. Bu mağarada su yok ama karşı konulmaz güzellikler sergileyen sarkıt ve dikitler beyaz ve gri tondaki renkleri ile Pamukkale'yi anımsatıyor. Birbiri ardına dizili güzellikleri, merakınıza yenilip sizi içeri çekmeye yetiyor. Kısa yürüyüşünüz sırasında mağara ağzında Tahtalı (Güvercin) mağara içinde tavana asılı duran ve zaman zaman kuşa benzer tiz çığlıklar atan yarasa kolonisinin varlığı amatör meraklıların tedirginliğine neden oluyor. Oysa mağara derinlikleri sulu mağaraya dek uzanıyor. Yöre halkı, misafirperverliği, güleryüzü ve yardımseverliği ile dikkat çekerken ziyaretçilere de rehberlik yapıyor.Trakya'nın turizme açılan ilk ve tek mağarası olan Dupnisa, Kırklareli'nin 58 km kuzeydoğusunda Demirköy ilçesi Sarpdere Köyü yakınında yer alıyor. İstanbul' uzaklığı 230 km olan mağara, birbirine bağlı iki kat ve üç mağaradan oluşan "mağaralar sistemi" olarak tanınıyor. Toplam uzunluğu 2720 m olan sistemin üst katını "kuru" ve "kız" mağaraları oluştururken, alt bölümde "sulu mağara" yer alıyor. İçinden devamlı yeraltı nehri akışı olan mağara deniz seviyesinden 345 m yukarıda bulunuyor. Yolu yapılan Dupnisa'nın Kuru mağarası 250, sulu mağarasının 200 metrelik bölümü ışıklandırılarak turizme hizmet veriyor.

İğne adaya nasıl gidilir? İğneada 153 km'si otoban olmak üzere İstanbul'a 250 km uzaklıkta yer alıyor. İstanbul yönünden Edirne'ye doğru yol alan özel araçlılar Lüleburgaz ayrımında otobandan çıkarak Pınarhisar-Demirköy üzerinden Istranca ormanlarının doyumsuz manzarası arasında İğneada'ya ulaşıyorlar. Önceleri dar, inişli çıkışlı keskin virajlarla dolu olan yol, son yıllardaki çalışmalar sonucu genişletilmiş, sonu görülmeyen virajlardan kurtarılmış, araç kullanımının keyifli hale gelmesi sağlanmış. Yolculuk için otobüsü seçenler İstanbul-Esenler Otogarı'ndan Berk ve Görkey Turizm'e ait seferler ile 5 saatte gidebilirler. Günde 4-6 arasında sefer yapılan İğneada-İstanbul arası özel araçlarla yazın yaklaşık iki buçuk saat sürüyor. Pınarhisar-Demirköy-İğneada akaryakıt alabileceğiniz istasyonlar. Çerkezköy'de otoyoldan ayrılanlar, aynı konfora sahip yol ile Saray ilçesine kadar ulaşabiliyorlar. Yolun İğneada'ya kadar olan bölümü Istranca Ormanları içinden geçmektedir.(Yinede iğneada yolunda daha dikkatli olmanızı öneririz.İğneada yol haritası için tıklayın)
Berk Turizm & Görkey Turizm Telefonları
İğneada : 0 288 6922038
Kırklareli : 0 288 2141886
İstanbul : 0 212 6580165
İğne ada'da ne yenir?
İğneada, Karadeniz balıklarının en bol ve taze olarak bulunabildiği yerlerin başında geliyor. Mevsimsel değişikliklerle çeşitlenen balıklar arasında kalkan, mersin balığı, kefal Mayıs ayının en çok görülenleri. Belediye binası yanında bulunan restoranlarda ailece oturup denize karşı ızgara ve tava kefal, kırlangıç buğlama, midye tava meze ve salata çeşitlerinin yiyebilirsiniz. Karadeniz Restoran Tel: (0-288) 692 25 71
Mustafa'nın Yeri (Liman üstü) Tel: (0-288) 694 41 71
Şahin Tepesi Restoran (Liman üstü) Tel: (0-288) 694 41 73
Deniz Restoran Tel: (0-288) 692 21 52
Balık halinde, denizden henüz çıkmış balıkları canlı olarak, ekonomik fiyatla alma imkanı da var.
Işık Restoran Tel: (0-288) 692 21 30
Gerali Restoran Tel: (0-288) 692 27 03
Güven Restoran Tel: (0-288) 692 26 61
BAL; İğneada ormanlık bölge olması nedeniyle burada üretilen ballar orman çiçeğinden ihtiva etmektedir. İğneada balları bu nedenle çok kaliteli ve sağlık açısından çok yararlı ballardır. İğneadada bir çok bal üreticisi bulunmaktadır. Bunların en önemlilerinden biri ADA BAL (0 288 6922275 - 0 555 4461813 - 0 533 2363956) dır. İğneada Orman Çiçeği balını mutlaka tadın ve almadan dönmeyin. Yörede üretilen Orman Çiçek balını Işık Markette bulabilirsiniz.
iğneada'da konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar;
Muratcan Motel Tel: (0-288) 692 28 84
İğneAda Motel Tel: (0-288) 692 21 42
Özel İdare Dinlenme Tesisi Tel: (0-288) 692 21 35
Şirin PansiyonTel: (0-288) 692 23 08
Işık PansiyonTel: (0-288) 692 24 29
Karaca PansiyonTel: (0-288) 692 21 75
Murat PansiyonTel: (0-288) 692 23 71
Deniz PansiyonTel: (0-288) 692 21 70
Akkuş PansiyonTel: (0-288) 692 23 81
Nur PansiyonTel: (0-288) 692 22 73
iğneada'da bulunan diğer tesisler için tıklayın

Devamını okuyun...>>

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Anadolu Kavağı tatil yerleri

İstanbul Boğazının Karadeniz den giriş kapısı konumundaki Anadolu Kavağı yıllardır değişmeyen görüntüsü ile nostaljik balıkçı köyü özelliğini koruyor. İstanbul'un nefes borularından biri olan ve balık lokantaları ile ünlü köy, lüfer mevsimi olan eylül ekim aylarında İstanbul un yaza veda edip sonbaharda ılık günlerin tadını çıkarmak isteyenlerin tercih ettiği gezi yerlerinin başında yer alıyor.Hem kara yoluyla hem de denizden vapur seferleri ile ulaşımın sağlandığı Anadolu Kavağına gidip denizin kenarında ızgara balık keyfi yaşamak istiyorsanız sonbahar ayları bu tür bir gezinin en uygun zamanı. Yazdan kalma günlerde serin ama üşütmeyen deniz kokulu esintiler arasında sahilde veya iki üç katlı restoran ve lokantaların manzaralı pencere kenarı veya teraslarında bir yandan sipariş ettiğiniz balıkları yiyebilir diğer yandan gözü okşayan manzara eşliğinde iyotlu , oksijeni bol deniz kokulu havayı teneffüs ederek huzurlu, hafta içi veya sonu günübirlik sakin bir kaçamak yapabilirsiniz. Kavaklara balık yemeye gelenler ya Eminönü iskelesinden kalkan şehir hatları vapurları ile boğazın iskelelerine karşılıklı uğrayarak geliyorlar yada Sarıyer den kalkan seferleri tercih ediyorlar. Bu tür ulaşımı kullanan yolcuların geliş ve gidiş saatleri seferlere bağlı olduğu için yemek sonrası topluca kalkıp dönüşe geçiliyor. Otobüs seferlerinin de yapıldığı Anadolu Kavağına özel aracınızla geliyorsanız hem yol üstünde uğrayacağınız bir çok durak bulunuyor hem de manzaralı güzergahın tadını çıkartıp sefer saatlerine bağlı kalmaksızın istediğiniz süre oturabiliyorsunuz. Anadolu Kavağına daha yaklaşırken vapur iskelesi çevresinde toplanan yerleşim alanını tepede yer alan boğazın kontrolü için Cenevizliler tarafından yapılmış Yoros kalesi'ni görebiliyorsunuz.

Restore edilip kremalı pasta gibi boyanan birkaç ahşap evin bulunduğu hafif yokuş dar sokaktan iner inmez köye giriyor ve uygun bulduğunuz yere aracınızı park ediyorsunuz. Kaldığınız süre hiç önemli değil ister bir saat, isterseniz beş saat, otopark görevlileri giriş çıkış üçretlerini peşin peşin alıyorlar. Sıra manzaralı bir mekanda masa seçmeye geliyor .Sahilde bulunan balık restoranları açık ve kapalı bölümleri ile tercih edilirken daha geride yer alan restoranlar ikinci ve üçüncü katları veya terasları ile cazip manzara seyretmenize olanak sağlıyor. Daha ekonomik yemekler için sokak aralarında ,bahçe içinde hizmet veren lokantalarda bulunuyor bunlar balık çeşit ve fiyatlarını girişlerine astıkları tabelalarda gösteriyorlar. Canı sadece boğaz girişinden çıkarılan temiz midyelerden yemek isteyenler için çeşitli midye tava yapanlara da sıkça rastlanıyor, çay bahçeleri de var. Anadolu Kavağı'nın tam ortasında ulu çınar ağaçları, çevresinde işporta tezgahlarda krep adı altında bir tür hamuru kızgın saçta kızartıp üzerine çeşitli tatlı soslar sürerek sunan satıcılar, dondurma ve büfeler, incik boncuk türünden hediyelik eşya satıcıları yer alırken balıkçıların yolunu gözleyen, balık yemekten bıkmamış miskin kediler göze çarpıyor. İskeleye yanaşan vapur yolcuları ile hareketlenen Anadolu Kavağının sakin atmosferi içinde kıyıya bağlı tekneler balıkçı köyünün manzarasını tamamlarken sanatseverlere resim yapma, fotoğraf çekme konusunda renkli kompozisyonlar oluşturuyor. Sahil boyunca aracınızı yanı başınıza park ederek olta ve kamış ile balık tutma imkanı da bulunuyor.Özellikle Mayıs ayında Karadeniz'e yumurta bırakmaya çıkıp balık yasağının sona erdiği 1 Eylül den itibaren İstanbul Boğazına girerek Marmara ya gitmek üzere yola çıkan, Karadeniz in az tuzlu suyunda beslenerek yağlanmış balıklar, boğaz girişinde ağlarla yakalanıp taze tüketiliyor. Anadolu Kavağı restoranları da çeşitli balık pişirim şekilleri ile dikkat çekiyor. Bazı restoranlar balıkları teşhir ettikleri tezgahtan seçtirip, altında tüp gaz yakarak ısıttıkları saç üzerinde göz önünde bir tür ızgara yaparken bazıları gerçek kömür ateşi kullanıyor.

Yoros Kalesi : Sahilden çevreye hakim bir tepede bulunan Yoros Kalesi'ne doğru tırmanırsanız Karadeniz'den İstanbul'a giriş yapan gemileri ve boğazın muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz. Tepenin uç kısmında bulunan Yoros Kalesi mimarisi ve duvarlarında bulunan armalarıyla dikkat çekiyor. Bitinyalılar, Gothlar ve Ruslar'ın saldırılarına uğrayan Anadolu Kavağı bir dönem Cenevizlilerin de eline geçmiş. Cenevizliler tarafından yapılan Yoros Kalesi 1190 yılına tarihleniyor. Bizanslıların ve 14.yy.da Osmanlıların eline geçen Yoros Kalesi içinde 25 evlik bir Türk mahallesinin bulunduğundan da söz ediliyor. Evliya Çelebi ise verdiği bilgilerde kavak kasabasının içinde siyah renkli olan kalenin Yıldırım Han tarafından fethedildiği, Fatih Sultan Mehmed tarafından tamir edilip içine asker konduğu, çevresinin 200 adım ve dört bir yanının kestane ormanı kaplı olduğundan söz ediliyor.

Yuşa tepesi; camii ve türbesi : Anadolu Kavağı yakınlarındaki oldukça popüler olan ziyaret yerlerinden biri olan Boğaziçi'nin sahile en yakın ve en yüksek tepesi Yuşa Tepe bulunuyor. Özellikle modern giyimli bayanların daha fazla ziyaret ettiği gözlenen ziyaret tepesi boğaza ve Karadeniz e aynı açıdan hakim görkemli panoraması ile de etkiliyor . Ramazan ayları, kandillerin arifeleri günleri, bayramlarda ve Cuma, cumartesi, Pazar günlerinde her zamankine oranla daha fazla ziyaretçi akınına uğrayan Yuşa Tepesinde ücretsiz geniş otopark lüks araçlar ile doluyor. Ziyaretçiler Hz.Yuşa Aleyhisselam Türbesini ve 1755 tarihli Camii ziyaret ederek dua ediyorlar. Cami yanındaki bahçe içinde bulunan etrafı demir parmaklıklar ile çevrili çok uzun türbe ziyaretçilerin oldukça dikkatini çekiyor. İlgililer çok önceki yıllarda harap durumda bulunan türbe yerinin kesin olarak, tam yerinin belli olmaması nedeniyle yerin uzun olarak 17 metre yapıldığını belirtiyor ve burada yatan kişinin yaygın olarak bilindiği gibi boyunun çok uzun olduğu inanışının yanlış olduğu konusuna açıklık getiriyorlar. Çeşitli dileklerde bulunup dua edenler arasında dileklerine kavuşanlar daha sonra tekrar gelip bu defa adaklarını yerine getiriyor İslam dini temel prensipleri ile bağdaşmamasına rağmen diğer ziyaretçilere şeker, lokum dağıtıyorlar !!. Temizliği ve çevre düzenlemesi ile de dikkat çeken Cami bahçesinde, Türbe kitabesi, dört yüzünde birer musluk bulunan süslü saçaklı bir çeşme, kültür evi, oturma üniteleri, 27 kabirli mezarlık yer alırken Yuşa Tepesi girişinde çeşitli dükkanlar, tezgahlarda dini kitaplar, tespihler,başörtüsü gibi ihtiyaçlar satılıyor, gözleme yapanlara, köfte, balık, ekmek satanlara da rastlanıyor.! (İslam dini, camileri alışveriş, kabristanları da bayram -şölen yeri haline getirmeyi doğru bulmuyor.) Chalkedonlular'ın Daphne adına yaptıkları adak yeri tarihin ilk dönemlerinden beri kutsal bir yer olarak kabul edilmiş çeşitli uygarlıklar burada kendi dinlerine göre mabet ve tapınaklar yapmışlar.Bunlardan birisi de ilk çağlarda ki Zeus sunağı olarak biliniyor. Bizans Döneminde. 6. yy da imparator 1. Jüstinianos zamanında ise bu sunak kiliseye çevrilmiş.Osmanlı Döneminde bu tepeye Sadrazam Yirmisekiz Çelebizade Mehmet Sait Paşa ( Ö.1761) tarafından 1169 ( 1755) tarihinde bir mescit yaptırılmış.

Anadolu Kavağına Nasıl gidilir?
Anadolu Kavağı boğaz gezisine tam gün süre ayırmak isterseniz Eminönü iskelesinden saat 10.30 da kalkan Denizcilik İşletmesi vapurlar seferleri ile boğazın her iki yakasında ki iskelelere uğrayarak A.Kavak iskelesine gelebilirsiniz. Dönüş için vapur sizi yemek süresince bekliyor ve saat 15.00 de bir diğeri 17.00 de kalkış yapıyor. Sarıyer den yapılan seferler veya Yeniköy'den Beykoz a kalkan tekneler ile karşıya geçip, yolun kalan kısmını karadan tamamlayabilir, Sultaniye Anadolu Kavağı otobüs seferleri kullanabilirsiniz. Yola özel aracınızla çıkıyorsanız sahil yolu dar ama temiz asfalt ve hafta sonu yoğun trafiğine rağmen, cazibesini koruyor. Tarihi yalıların, köşklerin yer alması nedeniyle genişleme imkanı vermeyen bazı kesimlerde yüksek duvarlar denizi görme imkanı bile olmayan yolda önümüzdeki yıllarda belki de çift katlı yol kaçınılmaz olacak diye düşünebilirsiniz. A.Kavağı'nın boğaz girişindeki konumu nedeniyle yolun bu bölümde her iki yanı askeri bölge ve tel örgüler ile çevrili.Yemyeşil bitki örtüsü içinde araç sürerken trafik kural ve hız limitlerini aşmamak kasislerde yavaşlamak gerekiyor. Deniz Kuvvetlerine ait bu bölümlerde temizlik, bakım, intizam ve düzen beğeni topluyor.

Anadolu Kavağında ne yenir?
Boğazın Anadolu yakası boyunca Anadolu Kavağına gelinceye kadar Avrupa sahilini seyrederek oturabileceğiniz restoran ve çay bahçeleri ile dolu. Hepsinin farklı özelliği ayrı güzelliği bulunuyor. Beylerbeyi, Çengelköy, Kanlıca, Anadolu Hisarı, Beykoz Kavağa gelene dek aklınızı çelecek lezzet ve görüntüler sunuyor. Yol boyunca balıkçılar solungaçları kırmızı balıklarla dolu tezgahları, Çengelköy'ün çiçeği üzerinde küçük, körpe badem salatalıkları, Çengelköy ün taş fırınında pişirilmiş odun kokulu ekmekleri, Beykoz un iskele yakını cadde üstü fırınındaki şişman pideleri alınması gerekenlerden, yoğurdu ile ünlü Kanlıca sahili oturma bahanesi verecek türden mola yerleriniz olabilir. Yuşa Tepesi yakınlarına gelirken yolun kenarında köy ürünü satan tezgahlarda mevsim sebzeleri kırmızı barbunya fasulyesi, ceviz, kestane suni yem takviyeli köy yumurtalarından bulabilirsiniz. Anadolu Kavağında balık satanlara küçük tezgahlara rastlanıyor.Anadolu kavağında size tavsiye edebileceğimiz bazı restoranlar :
Altınbalık Restaurant - 0216 320 21 19
Yosun Restaurant - 0216 320 21 48
Gözde Restaurant - 0216 320 25 68
Yedigül Restaurant - 0216 320 21 80

Anadolu kavağında konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar;
Anadolu Kavağı günübirlik kullanım alanı olarak tanınıyor. Bölgede otel motel pansiyon türü konaklama gelişip yaygınlaşma göstermemiş. Buna rağmen Taşlı Yalı Butik Hotel hizmet veriyor. Önceki yıllarda Anadolu Kavağına girişte bulunan askeri nizamiyede aracın plakası yazılır hatta kimlik bırakılırdı.1976 yıllarına dek süren bu uygulamadan yapılan düzenlemelerle vazgeçilerek daha çok turizm gelişmesi sağlanmış. İstanbul dışından gelip mutlaka Boğazda farklı konumdaki lüks konaklamalar için Beylerbeyi çevresinde yalı otel ve apart daireler bulunuyor.
Bosphorus Pasha Hotel: Beylerbeyi'nde 14 odalı hotel.Tel: (0-216) 422 00 03.

Devamını okuyun...>>

Enez tatil yerleri

Edirne'nin Yunanistan sınırına komşu kasabası Enez, 1960'lı yıllara kadar unutulmuşluğun acısını yaşamış. Eski çağlarda İlyada Destanı'nda, tarihçi Herodot'un eserlerinde adına "Aions" olarak rastlanan Enez, yola kavuştuktan sonra antik kent olarak Türk turizminin gündemindeki yerini almaya başlamış. Ancak antik kent sınıra yalınlığı dolayısıyla askeri bölge kapsamında kendini pek duyuramamış. Adnan Menderes iktidarı döneminde Meriç'in taşmasını önlemek için nehre paralel bir set inşa edilmiş. Setin üstünde dolaşmak, nehre ve vadiye doğru uçuşan göçmen kuşları izlemek oldukça enteresan gelebilir ama sınırda olmanın bazı yasakları da beraberinde getirdiğini unutmamak gerekiyor!...Belde M.Ö.7500 yıllarına uzanan tarihi zenginliğe sahip. M.Ö. 1000 yıllarında Poltybria bir trak kenti olarak ünlenmiş. M.Ö. 7 yüzyılda ise Aiolialılar tarafından tekrar kurulmuş ve Ainos adını almış. M.Ö. 513-478 yılları arasında tüm Anadolu ve Trakya toprakları gibi, Pers hakimiyeti altına girerek, Helenistik Çağda, Plolemayosların egemenliğini kabul eden Enez, sanat ve kültür merkezi olarak gelişmeye başlamış. M.Ö.190 yılında görece bağımsızlığını elde etmiş. Ortaçağda kent Cenovalıların eline geçip uzun süre liman olarak kullanılmış. 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet'in komutanlarından Has Yunus Bey tarafından Osmanlı topraklarına bağlanan Enez'de daha sonraları bu komutan adına bir türbe yapılmış. Bugün Enez'de toprak üzerinde görülen en önemli kalıntı ortaçağa ait kaledir. Cenovalı Gattelusi ve Doria ailelerine ait olan surlarda bu ailelere ait armalara da rastlanıyor. Kale giriş kapısının doğusunda ise Bizans çağına ait Ayasofya Kilisesi'nin, daha sonra Fatih Camii haline dönüştürülmüş izlerine rastlanıyor. Türkiye'deki Bizans Kiliselerinin en önemlilerinden biri olan kilise Apsis (Mihrab kısmı) kuzeye bakarken müslümanlarca kıble yönünde çevrilerek yapıya bir minare eklenmiş.

Enez, denizle nehrin flörtünden doğan irili ufalı pek çok gölün kaynaştığı 483 kilometrekarelik alana sahip bir ilçe. Gala Gölü, Tuz Gölü, Karagöl ve Peso Gölü bunlardan sadece bir kaçı. Bir başka deyişle Enez suların kavşak noktası. Bir yanda deniz, diğer tarafta nehir ve alüvyonların oluşturduğu göller... 4 km uzunluğundaki Altınkum sahili gerçek anlamda tertemiz bir suya sahip. Arıtma sorunu yıllar önce çözüme kavuştuğu için denize atık ulaşmıyor. Kıyı şeridinde bulunan barakalar yıkılmış, yaz aylarında Enezliler denize Villalar sahilinden giriyorlar. Zengin balık çeşitlerine sahip Enez'e, İtalyan avcılık dergileri bile yer vermiş. Her yıl Haziran ayında Enez'de av ve balık festivali de düzenleniyor. Balıkçılık özellikle Sulataniçe ve Vakıfköylülerin uzmanlık alanı olarak gösteriliyor. Bölgenin bir özelliği de deniz ile göllerin birbirine karışmasından dolayı hem tuzlu hem de tatlı su balıkçılığının gelişmiş olması. Meriç Nehri'nde ve Gala Gölü'nde yakalanan yılan balıklarının müşterisi İtalyanlar. Kılçıksız ve yağlı etiyle rağbet görüyor. Enez'i dünyaya tanıtan bir başka balık ise "Üzmene Kefali". Deniz ve bataklık arasında kalan Üzmene Gölü'nde yakalana bu kefal türünün bembeyaz eti ızgara için ideal sayılıyor. Enezliler, yıllar önce yakaladıkları ürünleri pazarlamak için balıkçılık kooperatifi kurmuşlar.
Bahar aylarında Enez'e gidenler, balıkçıl türü kuşların kalabalıklığı ile karşılaşıyorlar. Gerçektende temiz hava ve balık türlerinin zenginliği bölgeyi kuş cennetine çevirmesine neden oluyor. Kuğuların, flamingoların, balıkçıl kuşların göl üstündeki danslarını seyrederken otonuzun radyosunda Yunan müziği çalan istasyonları dinleyebilirsiniz.Yüzünüzü okşayan ılık meltem mevsim yaz bile olsa akşama doğru sertleşerek üşümenizde etken olabiliyor. Fotoğrafa meraklıysanız askeri noktalarda ve objektifinizi Yunan hududuna doğru çevirmemeye özen göstermelisiniz.
Enez'e nasıl gidilir?
İstanbul'dan daha rahat bir yolculuk için özel aracınızla otoyolu kullanarak Kınalı çıkışından ayrılıp Tekirdağ üzerinden Keşan'dan Çanakkale'ye dönüp, Enez sapağından girerek 60 km. sonra Enez'e ulaşıyorsunuz. İstanbul Enez arası yaklaşık 280 km.
Enez'de ne yenir?
Enez'de balık türleri ve ızgara et üzerine çalışan sahilde çeşitli restorantlar bulunur. Ayrıca Su Ürünleri Kooperatifi'nden hem deniz hem de tatlı su balıkları satın alabiliyorsunuz. Kefal, melendros, yılan balığı, ilerya, cıbır, ekonomik fiyatlarıyla ilgi görüyor. Bu arada Tekirdağ'dan geçenler ünlü köfteden tadabilirler.
Enez'de konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar;
Balcı Motel : Enez' de Villalar bölgesinde, dört kişilik, iki yatak odalı,mutfak ve her türlü eşya ile döşenmiş 14 apart daireli Tel:0284 821 44 25
Ege Otel: Sahibi ve işletmeciliğini Şevket Kurt' un yaptığı Ege Otel kaloriferli olup; 12 oda 32 yatak kapasitesine sahiptir. Her odasında, banyo,sıcak su ,tuvalet vardır.Tel :028 481 811 60 33
Gala Motel :Enez' de Villalar bölgesinde bulunan Gala Motel (Fatma Furuncu) WC'li ,banyolu,sıcak sulu iki kişilik odaları ile hizmetinizdedir. Tel:0284 821 43 38
İnci Motel: İnci Apart Motel Enez ilçesi sahilinde 24 adet dublex villadan oluşmaktadır. Her villada 5 yatak, tv,çift banyo, buzdolabı, mutfak gereçleri, ve 24 saat sıcak su bulunmaktadır. 130 yatak kapasitesine sahip olan motelimizde ayrıca 80 kişi kapasiteli cafe-bar, yüzme havuzu, market, otapark bulunmaktadır. Villa biçiminde kiralanmaktadır.Tel:0284 821 53 53 -821 47 67Fax: 0284 213 25 88
Murat Otel: 20 yatak kapasiteli Tel:0284 811 60 83

Devamını okuyun...>>

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Mürefte tatil yerleri

Mürefte tatil yerleriTekirdağ çıkışı sola dönerek başladığınız yolculuğunuzda yazlıklar ve halk plajları ile kaplı Barbaros, Kumbağ gibi sahil kentlerini arkanızda bırakıp sık ve farklı yeşil tonlara sahip orman dokusu içindeki asfalt orman yolundan hep solu takip ederek ilerliyor ve ilk köy olan Yeniköy'e geliyorsunuz. Oldukça tenha köy çarçabuk bitiyor karşınıza Marmara adası ve komşu adaların silueti çıkıyor. Bulunduğunuz nokta adalara yüksekten bakma zevki verirken Ganos Dağlarının dikkat gerektiren geçişi başlıyor. Zemin tozlu toprak, hava rüzgârlı alabildiğince temiz, manzara muhteşem, ufuk açık. 30-40 km sini bile çok önceden görerek gidebiliyorsunuz. Yavaş seyir daha güvenli yolculuk yapmanızı sağlıyor. Bitirdiğiniz yola dönüp baktığınızda onca nasıl geldiğinizi nerelerden geçtiğinize siz de şaşırıyorsunuz. Mevsim baharsa bir de hava net ise kokulu katırtırnakları, sarı gelincikler, papatyalar, kırmızı, mor pembe çiçekler, kuş cıvıltıları, alabildiğine yalnızlık, bir o kadar da özgürlük… Uçmakdere görünüyor uzaklarda.

Vadi arasına kurulu köy girişinde tüm heybeti ile ulu bir çınar yanından geçiyor, köyün içine giriyorsunuz. Köyün plajlı, kamp sahalı sahili püfür püfür eserken, yerliler Marmara'nın en temiz denizi buradadır. Nedeni ise fazla yerleşim yoktur buralarda 60 kadar yazlık var hepsi fosseptik çukurlu denize atık olmaz, Denizimiz derindir dibi karışmaz suyu berraktır diye ilave ediyorlar. Biraz da soğuk dağlardan gelen tatlı su kaynakları karışıyor dipten. Bakınca siz de hak veriyorsunuz. Küçük çaplı balıkçılık yapılıyor, levrek ve yavrusu ispenda, işkine, karagöz, kefal, çıkıyor. Köy içinde küçük bir meydan yanı başı kahve, ahşap köy evleri bir köy bakkalı içinde kırlangıç kuşları uçuyor abajura konuyor. Onlara çatalkuyruk da deniyor. Her yıl yavru yapmaya Uçmakdere'ye geliyor Haziran başında gidiyorlar. Köy halkı tütün, üzüm işi ile uğraşıyor son yıllarda enginar da ekmeye başlamışlar. Üzüme kalite veren toprak, güneş, rüzgâr sebzeleri de leziz kılıyor. Köylüler "Albenisi yoktur, pazara götür beğenip almazlar, alan olursa bir daha seni bırakmaz, biraz bakım olsa bizi kimse geçemez lezzet yarışında" diyorlar. Uçmakdere sahili şiir yazdıracak kadar ilham dolu, esin kaynağı. Topu topu bir büfe, bir duş wç li kamp alanı, mütevazı bir köfteci hepsi hepsi bu. Bol ve dinlenmiş taze hava, köylülerin yetiştirdiği leziz sebzeler, karpuzlar, koca bir şarap fabrikasını da unutmamak gerek ama sahilde öyle bir çınar var ki altında oturulan, saygı duymak geliyor içinizden. Platanus orientalis (Doğu Çınarı) anıt niteliği Trakya Üniversitesi çakmış tabelayı ağaca. Köyde 10 anıt çınar daha var beşi tescilli.

Hoşköy: Çok uzaklardan göz kırpar, selamlar gibi, yanına gidince daha da çok seviyor insan, martı gibi beyaz narin gövdesi ile denizcilerin, dostu Hoşköy Hora Feneri karşılıyor sizi. 1876 Fransız yapımı fener 96 kristalden meydana geliyor. Kendi ekseni etrafında 360 derece dönerek görev yapıyor. Bölgenin ikinci büyük feneri olma özelliğine sahip etrafı da çok güzel çiçek yapıyor. Yanına çıkan patikadan geçerek gelince, ufuk hattına bakarken kendinizi bir nebze olsun kaptan sanabiliyorsunuz. Sahil boyunca yolun kara tarafı iki katlı yazlıklar sıralanıyor. Yürüyüşe çıkanlar, balık tutanlar, çiçekli bakımlı bahçeler, nostaljik bir hava veren klip çekmeye müsait karikatür gibi görünüşe sahip balık dalyanları arasından Mürefte görünüyor.

Mürefte : Kuruluşu M.Ö.2000 yıllarına dayanan Mürefte adını "Binbir çiçek" anlamına gelen Miryefton'dan almış. Toprağın bereketi beldeye bu ismi vermiş. Bölgede Doluca Tepesi denilen yerde bulunan volkanik dağdan çıkan lavlar toprak kalitesini artırmış tamamıyla humus olan toprak sayesinde üzüm bağlarını Dünya standartlarına çıkarmış. Şarköy'e 13 km mesafede yer alan şirin belde denizi, beyaz şarabı, üzümü, balığı, karidesi ve Rumlardan kalan kalıntıları ile ünlenmiş. Şenliklerle kutlanan şarap festivallerde çeşitli etkinlikler bölgeye olan cazibeyi de artırıyor. Kehribar renkli üzüm taneleri ve bu üzümlerden yapılan şaraplar etrafa mutluluk saçıyor. Yapıncak, Cinsaut, (Şenso), Semillon, Gamay, Karalahana, Alphonse, Kardinal, Çavuş, Mucat, Hafızali her biri ayrı tadıyla Mürefte bağlarında yetiştiriliyor. Mürefte sahili kafe ve restoranlar, çay bahçeleri eski ve ünlü şarap imalathanelerinin yeni açılan şarap tadım bahçeleri, terasları, mahzenleri ile devam ediyor. Bir çok şarap firması orijinallerine sadık kalarak ön cephesi ve içi yenilenmiş tertemiz şarap imalathanelerinde en kaliteli şaraplar konuklar tarafından tadılırken, imalatın yapıldığı tanklar, dekoratif ahşap fıçılar, üretim safhaları da görülebiliyor. Misafirler tadım sırasında satış elemanları tarafından şarap anlatımları ve broşürlerle bilgilendiriliyor. Şarap tadını damak zevkine yakın bulanlar, Gabernet Sauvignon, Gabernet Sauvignon&Merlot, Boğazkere&Öküzgözü, Kalecik Karası, Merlot, Ghardonnay, Turkuaz, Majestik, Kara Salkım Gamay, Kara Salkım Cinsault, Kara Salkım Papazkarası, Şehrazat, Altıntepe, Sevilen Tatlı, Rose, Pırlanta, Tokay gibi şarapları ilk elden bulabiliyorlar. Mürefte, 9 Ağustos 1912 yılında yaşamış olduğu deprem nedeniyle çok katlı binalar yerine daha az katlı binalar yapılmış, eski binalarda koruma altına alınmış. Mürefte çıkışında yer alan Eriklilice piknik yapmaya, deniz üzerinde taş zıplatmaya, müsait yosun kokulu, esintili sahilinde dalyanıyla dikkat çekiyor.

Şarköy : 1354 yılında Gazi Süleyman Paşa tarafından fethedilen ve "Şehirköy" olarak adlandırılan Şarköy, yazlıkçıların, emeklilerin ve gençlerin sahil kafelerinde, çay bahçelerinde oturup dinlendikleri, bisiklet turlarına katılıp liman çevresinde koyu sohbetlere daldıkları birbirlerini tanıyan yerleşik nüfusuyla balığın, temiz havanın, denizin tadına doyasıya varılan bir başka tatil beldesi. Sürücüsüne zevk veren pastoral manzaralı, yumuşak dönemeçlerle süslü yolu, motor sürücüleri için de uygun bir güzergâh olarak dikkat çekiyor. Tekirdağ yoluna çıktıktan sonra İstanbul'a 180 km yolunuz kalıyor. Otoyol gişelerinde kente giriş için beklemez iseniz iki saatte anakent'tesiniz. Ondan daha az sürede Çanakkale veya Edirne'desiniz. Şarköy'de solunuz Marmara, sağınız Saroz Denizi. Karpuz+rakı Tekirdağ'dan, beyaz peynir Edirne, sardalye Gelibolu, şaraplar Mürefte kısacası temiz hava bol gıda. İnsan daha ne ister ki?

Mürefte'ye nasıl gidilir?
Mürefte, İstanbul'dan 230 kilometre uzakta Tekirdağ'a bağlı bir belde. Mürefte'ye gitmek için TEM Otoyolundan gidip, Kınalı çıkışından Tekirdağ yönüne devam etmek gerekiyor. Tekirdağ'dan sonra da Keşan istikametine doğru gidiyorsunuz ve Şarköy sapağından kıvrımlı yola (karıştıran) giriyorsunuz. Yolculuk İstanbul'dan yaklaşık 3,5 saat sürüyor.Eğer yol uzun diyorsanız, Tekirdağ'da bir köfte molası verebilirsiniz :)

Tekirdağ, Şarköy, Mürefte'de Ne yenir?
Yolu Tekirdağ'dan geçenler, meşhur beyaz peynir ve odun ekmeği ile Tekirdağ köftesini gönül rahatlığı ile yiyebilirler. Bağırsak vs gibi hiçbir katkı malzemesi bulunmayan, temiz malzeme ile yapılan köfteyi oturup yiyebilir veya kısa süre bekleyerek yuvarlak odun ekmeği içine koydurabilir, bu şekilde yanınıza da alabilirsiniz. Özellikle Tekirdağ köftesinin kaşarlı çeşidi, sadesi kadar damakta leziz bir tat bırakıyor. Tekirdağlı balıkçılar tuttukları yöre balıklarını, ekonomik fiyatlarla balıkçı barınağı üzerinde canlı satıyorlar.Uçmakdere sahilinde kampçıların ve piknikçilerin ihtiyaçlarını karşılayan kır lokantası, büfe bulunuyor. Uçmakdereli çiftçiler su içinde büyüyen taban yeri karpuzu güzel olmaz, yörenin karpuzu su tutmayan çakıllı toprakta yetişir, tatlı ve kütür kütür olur diye ipucu veriyorlar. Mürefte, balık restoranı ve lokantaları, Şarköy ise aynı türde daha fazla seçenek sunuyor. Bölge şarap çeşitleri ile ünlü.

Şarköy , mürefte'de konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar;
Uçmakdere yüksek ağaçlı alanda cadır kurmaya müsait duş+wc li kamp sahasına sahip pansiyon için yapım çalışmaları devam ediyor. Mürefte'de Belediyeye ait konaklama tesisleri hizmet verirken, Şarköy konaklama açısından daha fazla yatak kapasitesi ve konfor sunuyor.Sedef Motel plaj+restoran Tel no: 0(282) 518 10 94
Elif Pansiyon Tel no: 0(282) 518 27 52
Sohbet Motel Tel no: 0(282) 518 14 00
Beyaz Balina Pansiyon Tel no: 0(282) 519 07 93

Devamını okuyun...>>

Kerpe tatil yerleri

Kerpe tatil yerleriİstanbula yakın tatil yerlerinden olan Kerpe tarihte Kalpe olarak anılır, İstanbul'dan üç kürek günü mesafede gösterilir, "öküz boynuzu biçiminde tarif edilirmiş. İtalya'dan yola çıkan denizciler Trabzon'a getirdikleri çeşitli eşyaları, Rusya'dan veya İpek Yolu'yla gelip Kandıra'dan geçen tüccarlar hep aynı noktada mallarının değiş tokuşlarını Trabzon'da yaparlarmış. Bu güzergah üzerinde denizciler, denizin uygun olmayan durumlarında Karadeniz'deki tek doğal liman olan Kerpe'ye sığınırlarmış. Karadeniz'in batıya bakan bu tek koyu deniz fırtınalı da olsa dalgasız koy korunaklı bir liman olarak kullanılırmış. Açık deniz özelliği görünmeyen koyun, zemini kum, derinliği 50 metre boyunca diz hizasını geçmeyince günümüzde çocukların bile emniyetle yüzecekleri eşi bulunmaz bir plaj konumuna geçmiş. Geçtiğimiz yıl yapılan altyapı çalışmaları bitirilmiş, Kerpe'deki foseptik sistemi kaldırılıp kanalizasyon döşenerek arıtma sistemi hizmete sokulmuş ve denizin tertemiz olması sağlanmış. Kerpe şimdi "Mavi Bayrak" peşinde.

Kerpe'de neler yapabilirsiniz? : Temiz deniz ve orman havası teneffüs ederek, yeşile ve Rusya'ya uzanan ufuk hattına bakarak gözlerinizi ve bedeninizi dinlendirirken leziz bir yemek yiyebilirsiniz. Orman içinde veya sahil kayalıklarında ailece veya grupla hatta yalnız yürüyüşe çıkabilir, enerji depolarsınız. Tekne kiralayıp Kerpe çevresinde dolaşabilir, Kerpe Burnu arkasındaki Miço Limanı'nın anıt kayalarını, gizli koylarını, dehlizlerini birde denizden görebilirsiniz. Kerpe yakınlarındaki Sarısu ve Kurtyeri deresinde oltayla sazan avcılığı yapabilirsiniz. Av sezonunda Rusya'dan gelen bıldırcın, çulluk, Balkanlar'dan gelen üveyiklere rastlayabilirsiniz. Kerpe merkezde çay bahçelerinde, cafelerde oturabilir, trafiğe kapalı gezi alanında dolaşabilirsiniz. Su altına meraklıysanız Kerpe Burnu kayalıklarında denize girip zıpkınla kefal, levrek, kofana, karagöz avlayabilir, 10-12 metre derinlikte yatan amphoraları görebilirsiniz. Bu kayalıklarda uçurtma uçurabilir, fotoğraf çekebilir, resim yapabilir, beraberinizde getirdiğiniz havlu veya şezlonglarda güneşlenebilir, denize girebilir, akşam olunca da Ayvalık'ın "şeytan sofrası"ndaki gün batımını anımsatır biçimde Kerpe'de de nazlana nazlana denize batan güneşin şölenini elinizdeki içeceklerle izleyebilirsiniz. Kerpe'de gece kalanlar, disco-bar'a veya Efes Pilsen'in bu yıl açtığı birahaneye gidebilir veya fast-food satan yerlere uğrayabilirsiniz. Yazlıklar, villalar, arsalar görecekleriniz arsında yer alırken, Milli formayla attığı gollerle Milli Takımın başarısında pay sahibi olan ve kayalıklara giden yol üzerinde bulunan Hakan Şükür'ün ikiz daireli yazlığını, belki kendisini de görebilirsiniz. Yağmur sonrası toprak ve çiçek kokusunun açığa çıktığı Kerpe'de denizden gelen gerçek yosun kokusunu rüzgar karayel estiği zaman duyabilirsiniz. Plajda yüzebilir, kabin, şezlong, şemsiye kiralayabilir, Sahildeki restorantlarında Kerpe koyunu seyrederek taze balık yiğebilirsiniz. Karadeniz'in hırçın dalgalarına göğüs gerip, şekilden şekile giren kayalar, heykeltraşları kıskandıracak, görenleri hayrete düşürecek kadar ilginç bir görünüm sergiliyor.Kerpe'den ayrılıp kısa süreli yolculukla ulaşılabilen Kefken yakınlarında, Kovanağzı bulunuyor. Yazlık villaların çokça görüldüğü koydan ilerleyenler rampayı çıkıp 500 metre toprak yoldan sola denize yönelirlerse Pembe Kayalar'a ulaşıyorlar. Bir zamanlar Karadeniz'in az tuzlu denizine intibak eden tatlısu alabalıklarının yetiştirildiği Pembe Kayalar'da artık deniz alası üretimi durdurulmuş. Kefken Adası karşısında çok keyifli piknik yapanlar, balık tutanlar, güneşlenenler, bisiklete binenlere rastlanıyor. Pembe renkli kayaların deniz seviyesinde ise baklava biçimli kesilmiş kayalar görebilirsiniz. İlginç jeolojik yapısı nedeniyle görülmesi gereken bu kayalar suyun içinde yumuşak çıkarıldıktan sonra sertleşmektedir. Bu özelliği nedeniyle, Osmanlı döneminde insan gücüyle dikdörtgenler şeklinde kesilerek İstanbul'a getirilmiş Sultanahmet Camii dahil bir çok caminin yapımında ve Anadolu Hisarı'nın inşaasında kullanılmış. Kıyı emniyeti ve kurtarma ekiplerinin yer aldığı Kefken Adası ise tekne gezisi yapıp tarihi kalıntıları görebileceğiniz, piknik yapıp yüzebileceğiniz 45 dakikalık mesafeyle Pembe Kayalar'ın karşısında görülüyor. Aynı sahilin devamında ise yazlıkların istilasındaki bir başka kıyı kenti Cebeci bulunuyor. Seçeneklerden bir başkası ise Kefken'de... Renk renk teknelerin yer aldığı koyuyla köy pazarı ile renkli bir portre çizen Kefken eve dönüşünüzde ilk elden balık alabileceğiniz olanaklar sunuyor.

Devamını okuyun...>>

Hayıtbükü, Ovabükü tatil yerleri

Hayıtbükü, Ovabükü tatil yerleriHayıtbükü, Ovabükü huzur veriyor; Knidos tarih kokuyor....
Kayalar arsındaki bu cennet sahilin üç ismi var. Kalebaşı, Ovabükü ya da Hayıtbükü. Badem ve zeytin ağaçlarını çevrelediği Mesudiye Köyü'nde, doğanın ortasındasınız. Tarihi bir özelliği yok. Turistlerin dolup taştığı bir yer de değil. Bu nedenle alabildiğine sessiz ve sakin. Hayıtbükü ve Ovabükü keşif gezileriniz için ideal bir adres..

Hayıtbükü, Ovabükü tatil yerleriBuraya Adatepe diyorlar. Dağ taş yürümeye tırmanmaya meraklı olanlar sık sık bu noktaya manzarayı izlemeye geliyorlar. Kayaların çevrelediği yükseltiden aşağıya doğru baktığınızda minik bir plaj teknelerin demir attığı durgun mavi deniz, bahçe içinde küçük evler görünüyor. Badem ve zeytin ağaçları arasındaki köyden yükselen en küçük bir gürültü yok. Maket kadar güzel koy, Muğla'nın Datça İlçesi'ne bağlı Mesudiye Köyü sahilinde bulunuyor. Mavi yolculuğa çıkanlar tarafından Obabükü olarak bilinen beldenin diğer bir adı da Kalebaşı. İnce kumlu plajı, sığ mavi denizi Hayıtbükü'nün tercih edilme sebeplerinden. Sığ koy özellikle çocukların yüzmesi için güvenli ve her noktasından denize girmek mümkün. Yakında bulunan uzun kumsal rahatlıkla ulaşabileceğiniz ova koyuna ait. Gezip görmekten hoşlanıyorsanız Hayıtbükü yakınlarında Palamutbükü ve Knidos antik kentleri gibi gezi alternatifleri bulunuyor.

Ovabükü;
Hayitbükü'ne komşu olan diğer koy Ovabükü daha geniş bir koy ve ufuk hattı Akdeniz'e açılıyor, dolaysıyle açık denize uzanan ferahlığa sahip. Deniz bu koyda sahili okşayan dalgacıklarla daha değişken, daha hareketli derin mavi. Yüzümüzü denize çevirip sahile dikine girdiğimiz zaman yol sola ve sağa olmak üzere ikiye ayrılıyor. Her iki yönde de bahçe içinde çeşitli pansiyonlar yer alıyor. Denizi sol tarafımıza alıp kııyı boyunca sağa devam edenlere gölgeli bazı alanlar, araç park imkanı verirken, Ada Pansiyon önüne geliyoruz. Reşadiye yarımadasının özelliği sıfır nem oranına sahip olması nedeniyle denizden esen rüzgar, taşıdığı bol oksijen ile konuklara zindelik kazandırıyor. Rüzgarın yön değiştirip çamlık alanları aşarak, kekik ve adaçayı kaplı tepelerden denize doğru estiği zamanlarda, bu tür aromaları solurken ciğerlerinizde daha yoğun hissedebiliyorsunuz. Yer yer sakız ağaçlarının bulunduğu Ovabükünde hakimiyet yörenin Ocak ayı sonunda görülesi güzellikte bembeyaz çiçekler açan dünyaca ünlü ürünü, badem ağaçlarında. Kış mevsiminde nergiz çiçekleri de açıyor.Sahil boyunca aile işletmelerinin bulunduğu tatil ve dinlenme bantında, pansiyon, apart ve bazı kamp sahaları sıralanıyor. Uzak yakın birbirleri ile akraba olan işletmecilerde işletmeye hanım eli değdiğini belli edercesine, temizlik ve titizlikle yarattıkları lezzet yarışıyla kısa sürede Ovabükünü benimseyip bütünleşmenizi sağlıyorlar. Güleryüzlü, içten doğal davranışlarıyla size aile ziyaretine gelmiş konuk misafirperliği yaşatıyorlar. Konaklama hizmetinin yanısıra, yetiştirdikleri bahçe ürünlerini israrla tatmanızı istiyorlar. Sabah topladıkları dalından yeni kopmuş ürünleri severek pişirince, ifadesi oldukça zor nefasette tencere yemekleri ile karşılaşıyorsunuz. Yazın bunaltıcı sıcaklarında alev sıcaklığında esen rüzgarından pek de fazla etkilenmeyen Ovabükü'nde sahil boyunca uzanan geniş kum plajda dizili sezlong ve hasır güneşlikler deniz banyosu yapmanıza yardımcı oluyor. Deniz kıyıdan 5 metre sonra derinleşmeye başlıyor, dipte ot, yosun barınamıyor. Sahil boyunca sivrisinek, karasinek, kedi bulunmuyor.Tatillerini mehtabın dolunay zamanına denk getirenlere koy, tüm güzelliğiyle gümüş tepsi gibi parlıyor. Özellikle bu şöleni gece hiç üşümeden denize girerek kutlayanlara da rastlayabiliyorsunuz. Sahile vuran küçük dalgacıkların çakılla buluşmasında ve dalganın çakıllar üzerinden geri çekilişlerinde doğan doğal sesler müzik sesini aratmıyor. Bu kadar güzellik ve özellik bir arada bulununca Ovabükü'nün tüm tepeleri parsellenmiş. Yavaş yavaş imara açılan bölümlerde inşaat izni olan yüzde 5 'e uyulmak koşuluyla yapılaşma başlamış. Sanatçılar arasında Müşvik Kenter, Şevket Altuğ, Emel Sayın yörenin ev sahiplerinden bir kaçı. Ovabükü sahil yolu Palamutbükü ve Knidos'a doğru uzanıyor. Ilık meltem rüzgarı eşliğinde koyların seyri ise pek bi güzel oluyor.

Hayıtbükü, Ovabükü tatil yerleriKnidos;
Afrodit'in anavatanı mavi yolculuk durağı Knidos buram buram tarih kokuyor... Hangi taşı kaldırsanız altından tarih çıkıyor. Dönemin en bilge kişileri, ünlü heykeltraşları yetişmiş topraklarında. Reşadiye Yarımadası'nın ucunda Knidos'dasınız. Başta Afrodit heykeli olmak üzere bir çok eserin yaratıldığı, yüzyıllardan sonra da Avrupa'ya kaçırıldığı belde. Günümüzde gözde turizm merkezi. Yaz kış gezenler, ziyaret edenlerle orada tarih soluyacak ve tarihe bir yolculuk yapacaksınız.M.Ö.4. yüzyılda ünlü heykeltraş Praxiteles'in yaptığı, sanatkarlar tarafından övmekle bitirilemeyen Afrodit heykelinin anavatanı Knidos. Dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen İskenderiye Feneri'ni inşa eden mimar Sostratos'un memleketi de Knidos. Bir zamanlar refah içinde olan bilim adamlarının, dünyaca ünlü sanatçıların yetiştiği belde,günümüzde Türkiye'de en çok turist çektiği antik kentlerden biri. Knidos yıllarca deniz yolu dışında ulaşım olmadığından mavi yolculuğun gizli duraklarından biri olarak kalmış. Reşadiye Yarımadası'nın ucundaki bu tarihi mekana karadan ulaşmak sorun olurmuş. Normal koşullarda geçit vermeyen daracık patika yollar ya arazi vitesli ciplerle ya da hayvan sırtında geçiliyormuş. Bu kadar sapa ve gözden uzak kalması sebebiyle topraklarında yüzyıllardır barınan tarihi eserler de bir bir yok olmuş. Yatla kıyılara yaklaşan antik eser meraklıları viski sigara ve güzel hanımlar karşılığında bölgedeki tarihi eserlerin çoğunu kaçırmışlar. Sanat tarihinde kendine haklı bir şöhret edinen Afrodit heykeli de buna benzer bir yola gitmiş anayurdundan. Şimdi ise askeri bir karakol bekliyor tarihi eserleri. Ellerinde dürbünle nöbet tutanların yanı sıra, Konya Üniversitesi ile beraber Alman kazı heyeti de çalışmaları var. Ayrıca açılan geniş yollar sayesinde Knidos'a ulaşmak artık çok kolay. Datça'dan Palamutbükü ve Hayıtbükün'den günübirlik kalkan teknelerin mavi yolculuğa çıkan yatların sayesinde Knidos'un yat turizmindeki yeri gün geçtikçe önem kazanıyor. Teknelerin rahat gecelemesi için burun uzatılarak dalgakıran haline getirilmiş. Gün batımı ise doyumsuz güzellikte. Antik alan olduğu için Knidos'da konaklamak ve denize tüple dalmak yasak. Buna karşın çakıl taşları ile örtülü kumsalı, seyrine ve yüzmeye doyulmayan denizi ve tarihi önemi bakımından yıl boyu turist ağırlıyor. Ücretle girilen ören yerinde Afrodit yeri, güneş saati, kilise, tiyatro ve zirveden Akropol görülebiliyor. Knidos'un 15 km. ötesinden Yazı Köyü'ne kadar uzanan bölge sit alanı olarak ilan edilmiş. Deveboynu Knidos Deniz Feneri ise bulunduğu yüksek tepeden gemicilere göz kırpmaya devam ediyor.
Hayıtbükü, Ovabükü nasıl gidilir; Hayıtbükü aslında bir mavi yolculuk durağı. Bodrum, Marmaris ya da Datça'dan çıkan yatlar, 1-2 geceliğine bu koyda demirliyorlar. Denizin dibi kum ve koy rüzgara kapalı dalgalar sahile ulaşamayınca demirli yatlar durgun koyda adeta uyuyorlar. Tekne bağlamak, yolcu indirmek için küçük iskelelerde bulunuyor. Karayoluyla gelmek isteyenler Marmaris'ten Datça'ya doğru çıktıktan sonra Datça yoluna girmeden Knidos sapağından sağa dönerek 15 km.lik yoldan önce Mesudiye'ye ve Hayıtbükü, Ovabükü sahiline ulaşabilirler. Otobüs yolculuğunu tercih edenler, Datça'dan sonra günde 4 kez sefer yapan Mesudiye minibüsleri ile Hayıtbükü'ne ve Ovabüküne ulaşabilirler. Hayıtbükü kalkışlı günübirlik tekne turlarına katılanlar çevre koyları gezip değişik yerlerde yüzme molaları veriyorlar. Datça yolu üzerinde restore edilen yel değirmenleri son haliyle görenlerin hayranlığını kazanıyor. Datça'nın Kızlan Köyünde bulunan yel değirmenlerinin turizme kazandırılması amacıyla bir süre önce başlatılan çalışmalar sonucu değirmenlerden biri aslına uygun olarak restore edilirken değirmen içine un öğütebilecek donanımlar da yerleştirildi. Turistlere gezi amaçlı hizmet verecek olan yel değirmenin çevresine duvar örülüp iç alan çimlendirildi. Yörede 35 yıl öncesine kadar faal olan değirmenlerin ustaları yeni nesillere değirmenlerin nasıl çalıştığını göstermek için bekliyorlar. Değirmen ile Datça yolu arasında kalan 100 metrelik toprak bölüm ise bu yapılanlara yakışmayacak kadar bakımsız görünüyor.Marmaris Datça arası son yapılan genişletme çalışmaları ile virajlardan arınmış. Son derece zevkli bir güzergaha kavuşmuş. Özellikle Datça dönüşü her iki tarafta kalan denizin ve dantel gibi işlenmiş koyların tepeden görüntüsü izleyenleri hayran bırakıyor.
Hayıtbükü, Ovabükü'n de ne yenir; Hayıtbükü'nde çeşitli pansiyonlar yer alıyor. Serenity House Pansiyon-Restoranı balık ağırlıklı mönüsüyle hizmet veriyor. Diğer seçenekler arasında yat yolcularına çeşitli animasyonlar yapan Ogün Pansiyon, Haydi Pansiyon Restoran Cafe-Bar, Alp Motel, Gül Pansiyon, Kabaklar Pansiyon yer alıyor. Ayrıca Hayitbükü ve Ovabükü kamp alanlarında konaklayanlar pansiyonların restoranlarında yemek yiyorlar.
Ovabükü ; Balı, bademi, yağı ile ünlü Ovabükü sahilinde hizmet veren Ada Pansiyon mutfağı, yöresel ev yemekleri ile damak zevki olanlara leziz yemekler sunuyor. Akşam saatlerinde yakılan mangalda et, balık, tavuk ızgaralar yapılırken tencere yemeklerine meraklı olanlar için Şükriye Aybey taze bahçe ürünleri ile yaptığı patlıcanlı yemek çeşitlerinin yanısıra, patlıcan salatası, taze börülce salatası, kabak çiçeği dolması, közde biber, sarmısak, domates, su ilavesiyle tencerede pişirilen kızartılmış bamya, şakşuka, taze fasulye, barbunya, yaz türlüsü, gibi yemek çeşitleri çok seviliyor. Şekerde bekletilerek, katkı maddesi kullanmadan yapılmış armut ve kayısı reçel çeşitleri kahvaltı sofrasına bambaşka tatlar katıyor. Yöreden toplanan bademler, zeytin ve yağı, çay ve baharat kekiği, bal satın alınabiliyor. Odunla pişen köy ekmeği ise bir başka lezzet sayılıyor. Ovabükü sahilinde sınırlı sayıda konaklama imkanı sunan Fatma İlhan'ın bahçe içinde üç apart dairesi bulunuyor. Fatma Hanımın restoran hizmeti yok, fakat konuklarına ikram olarak bedemli irmik helvası yapıyor. Bazen sütlü tatlılar, bazen bahçede ki meyvelerdan damakta tat bırakan sürpriz lezzetler sunuyor. Ovabükü sahiline haftada üç gün gelen balık teknesi henüz tutulmuş yöre balıklarını getiriyor.
Hayıtbükü, Ovabükü'n de konaklayabileceğiniz otel, motel, pansiyon ve apartlar;
Ovabükü sahilinde çeşitli pansiyon, kamp alanları olduğu gibi apart dairede konaklama imkanı da bulunuyor.Fatma İlhan'a ait Bağ içi Apart, bahçe içinde, çiçekler arasında konaklama yapmak isteyenlere, özellikle sessiz ve huzurlu ortam arayıp roman, hikaye, senaryo yazma gibi uğraşları olanlara, ideal mekan sunuyor. Evinizdeki sıcaklığı bulabileceğiniz apartlar sadece üç tane olup, araç koyacak geniş alanı, konfor ve estetiği ile göz okşuyor. Gsm: 0535 393 67 47 Konuklar bahçedeki ağaçlardaki sulu eriklerden, ballı kayısılardan koparıp yiyebiliyorlar.Hayitbükü sahilinde bulunup yerli yabancı turistlere, yat yolcularına çeşitli animasyonlar yapan 20 yıllık aile işletmesi Ogün Pansiyon, dekoratif odalarında konaklama, bahçe içinde restoran, bar, internet hizmeti veriyor. Pansiyon yat yolcularına tekne ihtiyaçları karşılıyor, çamaşırhane de bulunuyor.Serenity Pansiyon, Haydi Pansiyon Restoran Cafe-Bar, Alp Motel, Gül Pansiyon, Kabaklar Pansiyon Hayıtbükü'nün diğer konaklama tesisleri. Ayrıca ağaçlık bölümlerde çadır kurmak karavanla konaklamak ücret karşılığı tuvalet, duş, mutfak, elektrik gibi hizmetler de alınabiliyor. Datça'ya 25 km. mesafedeki Yaka Köyü'ne bağlı Palamutbükü'nün Ceylan, Bük, Bodom, Olgun, Kuytu alternatifler arasında yer alıyor.

Devamını okuyun...>>