10 Kasım 2008 Pazartesi

Abant Gölü

Gölün hangi kentimizin sınırları içerisinde kaldığını bilmeyen yoktur..tabiki Bolu’da.Aşağı yukarı otuz kilomtere mesafesi vardır şehir merkezine, çokda uzak bir mesafe değil özelikle arabası olanlar için.Nasıl ortaya çıktığına gelince , o biraz ilginç?Bolu dağlarındaki toprak kaymaları neticesinde binikiyüzyirmisekiz kilometrekarelik alanı sular doldurmuş ve bugünkü halini almıştır,buda gösteriyorki bu oluşum öyle alçak bir yerde değil denizden binüçyüz metre yüksekte.Onyedi metre en derin yer olarak ölçülmüş,boyuna uzunluğu dokuzyüz metreye ulaşmış.Zengin yer altı kaynak sularına sahip olan yörede göl en fazla Beşpoyraz akarsuyu tarfından beslenir.

Yaz ayları bir başka heyecan verir insana bu topraklarda ,göl üzerine serpilmiş nilüferler onların üzerinden bir oraya bir buraya zıp zıp zıplayan kurbağalar çok dinlendirir ve eğlendirir insanı.Faytona yada ata binerek etrafını turlarsınız yada eşinizle çocuklarınızla yürürken usul usul gezebilirsiniz.Tepelere ulaşıp kızaklar marifetiyle aşağıya hızla inebilir yada kayık sefası sürebilirsiniz gölün üstünde.

Herbir yanı çiçeklerle bezenmiş binbir değişik koku içerisinde gezmek isterseniz neler neler var neler..meyve ağaçları ,güller,papatyalar,manolyalar…goknar,sedir ve çam ağaçları.Türkiyede ilk olarak alabalık yetiştirme çiftlikleri burada açıldı.En lezzetli balık yemekleri otellerin ve piknik yerlerinin en gözde menölerinin arasında.Otel sayısı pek fazla sayılmaz ,fiyatlarda güney sahilleri ile hemen hemen aynı.Büyük Abant oteli Turgut Özal’ın başlattığı turizm atağı ile özel sektöre devredilen bir tesis. Abant Köşkü ise bin dokuz yüz otuz yedi senesinde devlet erkanını ağırlamak için açılmış,Ulu önder burayı göremeden vefat etmiş fakat Ismet Inonu burayı çok tutmuş ve kalmıştır.Bir diğer konaklama tesisi ise Abnt Palas Koru Otel ile Petro Club Abantbey Yayla Tatil Köyü.

Kaynak: Bolu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder